ÖLMEDİM BEN ŞEHİDİM
Erdem Talaş
talaserdem@gmail.com -Bu dünyada bizim için en kıymetli varlıklardan biri de vatandır. Bu nedenle biz vatanımızı çok severiz. Bu duygu tarih boyunca böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Vatanımız için birbirinden güzel destanlar söylemiş, türküler yakmışızdır. Yeri geldiğinde binlerce şehit vermekten de kaçınmamışızdır.
Şehitler ölmez. Şehitlere ölü demeyin. Şehitler diridir. Allah katında rızıklandırılır. Biz buna inanıyoruz. Bizim dinimiz bize bunu söylüyor. Allah yolunda öldürülenlere, ölü dememeliyiz, onlar diridirler fakat biz bilemeyiz.
Allah’ın öldürmediğini, öldü diye anmak, hatırlamak, yad etmek bize yakışmaz. Vatan savunmasında, devlet korumasında, bayrak mücadelesinde, din ve namus için harekete geçerek, bir an bile tereddüt etmeden canını ortaya koyan kişiler şehittirler.
Arkada kim kalır, kim acı çeker, kim sefalete düşer demeden insani olarak bile bunları düşünmeye fırsat olmadan kurşunun, tankın, uçağın önüne atlayan kişilerdir, şehitler. Din zarar görmesin, vatan elden gitmesin diye canını verenlerdir, şehitler.
Şehitlik öyle bir mertebedir ki Peygamber efendimiz (a.s.) ile komşu olmaktır. Şehadet, bir lütuftur. Hediyedir. Değerlendirmek gerekir. Bu nedenle her yaştan herkes şehit olmak için can atar. Şehitlik hayalleri kurar. Şehit olarak bu dünyadan göçmek ister.
Şehadet, amaca ulaşmak, menzile varmak, gayretin karşılığını almaktır. Şehitler, bu murada ermiştir. Geride kalanlar için, arkalarına bile bakmadan harekete geçerek, teyakkuz halinde tereddüt etmeden canlarını siper etmişlerdir.
Askerler, polisler, itfaiyeciler, sivil insanlar, vatanını, dinini, namusunu korumak için karısını, kızını, anasını bacasını, dedesini, ceddini yaşatmak için öbür dünyada yaşamayı seçenler, gıpta edilen şehitlerdir.
Şehadet, Allah’ın çağrısıdır. Bu çağrıya kulak veren ve uyan şehitler olduğu sürece şehadet hep gıpta edilecek bir makam olacaktır.