ORUÇ SUSMAKTIR, ORUÇ TEFEKKÜR ETMEKTİR…
Prof.Dr.Berhan Yılmaz
-Oruç; nefsi tutulması gereken ne varsa ondan tutmak, korumaktır. Yiyecekten, içecekten, şehvetten, öfkeden, kinden, nefretten, fitneden, fesattan, hasetten, kötülükten, adaletsizlikten, haksızlıktan, yalandan, ikiyüzlülükten, düşmanlıktan, kibirden, sevgisizlikten.
Belirli saatlerde aç kalarak oruç vazifesini yerine getirdiklerini düşünenler şunu bilmelidir ki, oruç sadece mideyi aç bırakmak değil, nefsini terbiye altına almak, şeytanın emirlerine uymamak ve bunu bütün ömrüne yaymaktır.
Kendi evinde, lüks restoranlarda veya pahalı davetlerde önlerine gelecek türlü türlü yiyeceklerin hayaliyle gününü geçirip, akşamına da tıkınarak iftar yapanların, iftar davetlerini bile ideolojilerine alet edenlerin, birçok kötülüğe, haksızlığa, adaletsizliğe sebep olanların, orucun maddi, manevi şartlarını ihlal edenlerin orucu ne derece makbul olabilir ki?
Hâlbuki oruç; insan olduğumuzu, kulluğumuzu, acziyetimizi hatırlamak, kalbimizin, gönlümüzün kapılarını açmak, aklımızı, zihnimizi kuvvetlendirmek için bedeni, akli bütün melekelerimizi kontrol altında tutmaktır.
Oruç; nefsin bütün arzularına, iştahına, doyumsuzluğuna, açlığına sükûnet ile karşı durup, susmak, düşünmek, tefekkür etmek, sorgulamak, akletmek, okumak, dinlemek,
idrak etmek, anlamak, pişman olmak, ağlamak ve tövbe etmektir.
Ramazan; nefsini ve mideni aç, maneviyatını, kalbini, beynini tok tutma ayıdır.
AHMET BERHAN YILMAZ