05 Ekim 2020 - Pazartesi

MÜNEBBİHLER ve MÜSTEBİTLER…

Yazar - Prof.Dr.Berhan Yılmaz
Okuma Süresi: 3 dk.
Prof.Dr.Berhan Yılmaz

Prof.Dr.Berhan Yılmaz

-
Google News
‘‘Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım; karanlığa o kadar
alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı
bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?’’, “Memleketim; en seçkin evlatlarının beynini ve
kalbini itlere peşkeş çeken memleketim" diye yüreği yanan münevver, münebbih Cemil
Meriç’in ve onun gibi düşünen vatanseverlerin yürek yangınına çare bulmak gün geçtikçe
zorlaşıyor, imkânsızlaşıyor.
Vatanın herhangi bir köşesinde yaşayıp, ülkesinde, dünyada olup bitenleri izleyen,
ülkesinin, milletinin, şehrinin geleceğini düşünen, okuyan, sorgulayan, fikir beyan eden
vatanseverleri anlamak, onlarla aynı duyguları paylaşmak, aynı dili konuşmak dururken
düşünene ve düşünceye saldıran barbar müstebitlere cevabı ‘‘taassubun başladığı yerde
din biter’’ diyerek münevver, münebbih Nurettin Topçu veriyor.
‘‘Uysalların yanında isyancılar da varsa ve bazı ruh dünyasının kahramanları
kendilerini isyankâr olmakla suçlayan insan yığınlarının aksine ıstırabı istirahate tercih
ediyorlarsa, insan hareketlerindeki bu çelişki, toplum içinde akıntıya karşı göğüs geren
fertlerin olduğunun, esaretin yanı sıra hürriyetin bulunduğunun en açık delilidir.
Kalabalıklar, bu isyancıları her çağda körü körüne suçlamışlardır.’’
Kimse unutmasın ki iman etmiş, vatansever bir yürek, vatan, millet sevgisi, Allah aşkı
ve sonsuza ulaşmak gayesiyle nefsani ve şeytani arzulara, her çeşit menfaate, tutkuya,
hırsa, beklentiye başkaldıracak sorumluluk idealine sahiptir.
Bu sorumluluğa sahip olan insanlar, hayatlarından fedakârlık ederek, bireyi
etkisizleştirip edilgen duruma getiren, tâğutlara kul eden toplumsal birlikteliklere karşı
çıkarak bireyin aklını kullanmasına müsaade eden ve bireyi özgürleştiren toplumsal
dayanışmayı savunur.
Toplumun özgürlüğü, huzuru, ülkesinin geleceği için çabalayan münevverleri kendisi
gibi düşünmediği için düşman ilan eden, tehdit eden, susturmaya çalışan, kibri ve özgüven
eksikliği yüzünden eleştiriye kapalı, düşünceye karşı saygısız, düşünene karşı acımasız
olan, yangını söndürmeye koşmak yerine yangın var diye feryat edenlere saldıran taassup
ehlinin yaptığı zorbalık ve barbarlıktır.
Sonuç olarak taassup ehli müstebitler; düşünen, sorgulayan, eleştiren, konuşan, yazan,
vatana, millete, bayrağa, özgürlüğe sevdalı, Allah aşkıyla yaşayanları, kendileri gibi
olmadığı için, düşman kabul edip kendilerinin gömülmüş oldukları iftira, tehdit, hakaret
bataklığına münevver, münebbih vatanseverleri de gömmeye çalışmaktadırlar.
Nerede kaldı; Allah’ın emri olan " Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker", nerede kaldı
Müslümanlık, vatanperverlik, milletseverlik, Türklük şuuru ve en önemlisi insanlık?
Ve son sözü yine Cemil Meriç’e bırakalım; “Kendini yığın hâline getiren bir millet
payidar olamaz. Tek kaygısı para olan bir yığın yaşayamaz. Yığını kolayca
kandırabilirsiniz, duyguları hiç bir temele dayanmaz. Yığın düşünmez, maruz kalır.
Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçince her
mukaddesi unutuverir. Büyük milletlerin duyguları ölçülü, düzenli ve devamlıdır.”
 
AHMET BERHAN YILMAZ
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
pub-1785681847249596 2497439732