18 Temmuz 2021 - Pazar

HİKAYEMİZ

Yazar - Emir Baskın
Okuma Süresi: 3 dk.
Emir Baskın

Emir Baskın

emirbaskin@gmail.com -
Google News
Nesnelerin yakıştığı mekanlar vardır.  Oradan çıkarırsan ya da orada hiç bulunmazsa ne mekan tamamlanır ne nesne ruhuna yaraşır.
Kilisenin çan 'ı cami"nin minaresi gibi.  Biri eksik ise mekanın adı sanı bile değişir başka tanımlanır...
Antalya'daki kesik minare geldi aklıma, yivli minareye benzer idi eskiden, sonra bir erdemsiz gelip Antalya Kaleiçi'nin medarı iftiharına minare tamamladı ve kesik minare hem adını hem ruhunu yitirdi. Bir cinayet sadece canlı varlıklar üzerinden nitelendirilmemeli.
Kaleiçi de yeterince kaleiçi değildir artık,  nesnesini neşesini kaybetmiş bir daha hiç tam olamayacak.  Tamamlanmış minareye rağmen. Çemberlitaş'ın çemberlerini söktüklerini dilerim görmem.
Siyaset işlevsiz bir iş yapış,  bir plazada tam gün elinde evrakla dolaşıp hiç iş yapmayan maaşlı gereksiz gibi...
Erdem olmayınca siyasette gereğini yapmayı bırakalı çok oldu. Ahlak diye bir oyuncak buldular din ve kadın üzerinden 19 yıl oyalandılar 19 yılda 3000 üzerinde kadın cinayeti ile kimse alakadar olmadı.
Siyaset cep doldurma, cepken kanırtma...
Bu kadar dünyalık keşke ekspres ile diğer tarafa taşınsaydı da onca kötülük ve çıkar davasının anlamı olsaydı şu zavallılar için...
 
 
İpek gömlek giyinip ruhunu soyundu insanlık 
Bu kadar çıplaklık ayıp olmadı da
Kadınların meme uçları 
Mini etekleri günah oldu...
Değer bulman için değerli olman ya da değerli bir şey yapman gerekmiyor, yandaş olman yeterli.
Bu ülkede iyi olan değer görmesi için ölmeli 
Sanatın, felsefenin ya da bilimin neresinden tutarsa tutsun.
Çünkü yalnız bir insanın en kalabalık hali cenazesidir bu ülkede.
Kimi cenazede evin haline bakmaya gider, kimi yemek yemeye kimisi de dedikoduya. 
Bundandır kalabalık ölümden sonra
Sığ oluşumuzdan 
Çarşıda görünmek istememizden 
Alışveriş için herkes çok fakir bu ülkede...
Sanat yapmak, üretmek Değerini çaldırdıkça yavuz hırsızlara biz de köreldik,  ilham perilerimizi bulduğumuz ilk darağacında salllandırdık. İçimiz kurudu aynı teraneden, yeni hikayelerimiz tükendi, başka şeylere sevinemedik,  üzülemedik,  heyecanlanamadık. Dantel örneği gibi benzer hayatlar yaşıyoruz artık. 
Hep beraber korkuyor, endişe ediyor ve anksiyete krizlerine giriyoruz.
İçeriğimizi o kadar kaybettik  ki, içerik üreticileri türedi. Hayatın içi o denli boşaldı mı içerik eklemek gerekli hale gelsin.
Biz melankolikler eklentisiz yaşıyoruz 
El yordamıyla 
Gelişine yaşıyoruz hayatı 
Senin tatilin bile belliyken zaman ve mekanla
Benim ve gibilerin kavgasında yumruk var mı o bile belli değil...
Bu yaşadığımız bizim hayatımız değil,  inadına,  ölümüne kendi kalabilecek az kişiyiz ne yazık ki...
Hayat bir kurgu mu?
Sufle verenlerin çok olsun
Doğaçlama yaşayanlar kaç kişi kaldık...
Cesaret edip çoğalalım mı?
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
pub-1785681847249596 2497439732