10 Ocak 2021 - Pazar
SÜLEYMAN KİM?
Yazar - Ahmet Yılmaz
Okuma Süresi: 4 dk.
Ahmet Yılmaz
-Hadi oradan sende! Verdiğin hizmetin kalite ayarı yok. Standart denen kriterlerin çoğu yanınızdan geçmez. Güç bende zihniyeti almış başını gidiyor. Acıma yok, idare yok, hataya-kusura-ihmalkarlığa sahiplenme hiç yok ve sömür babam sömür. Nereye kadar?
Pay üstüne pay aldınız. Yoldan geçen tozun hesabını fatura üzerine yazar oldunuz ses yok. Harç adı altında haraç topladınz, tefeci faizini bile solladınız ses yok. Son ödeme tarihini kafanıza göre, endeks okuma tarihinden bir hafta on gün sonraya attınız ve son ödeme tarihine bir hafta kala hemen her gün mesaj tehdidine başladınız ses yok. Son ödeme tarihinde ödenmeyen faturaya 5 iş günü gibi komik bir süre verip 5. İş gününde hizmetinizi bahaneye bakarcasına alel acele (açma kapama ücreti tahsili için) kimselere haber vermeden durdurdunuz ses yok. Aksayan hizmet için her hangi bir indirim , iade, özür vs jestiniz olmazken aksayan fatura için faiz üstüne faiz alarak vatandaşın iflahını kestiniz ses yok. Hemen her gün meydana gelen aksamalardan ötürü, yurt genelinde meydana gelen kayıp kaçak kullanımlarından ötürü, enerji kayıplarınızdan ötürü, hat kayıplarınzdan ötürü, personel açığınızdan ötürü, teknoloji eksikliğinizden ötürü meydana gelen bütün zararlarınızı vatandaşın üzerine yıktınız ses yok. Yaptığınız harcamaların tamamını ve hatta şirketinize ait araçlarınızın, şirketinize ait görünen bütün giderlerinizin faturasını vatandaşın cebinden ödediniz ses yok. Ve hatta bu sıralar gündeme düştü temsil giderleri diye, birileri konu ile ilgili konuşmaya başlayınca en sonun EPDK açıklama gereği duymuş olacak ki “yok öyle bir şey, biz bazı harcama kalemlerini de kıstık” diye beyanatta bulundu. İsabet olmuş.
Kardeşim ; siz o şirkette göreve gelirken veya o şirketi yönetmeye gelirken bu yukarıda saydığımız kalem harcama için vatandaşın kefaletinimi alarak geldiniz ? Vatandaşın ödeme güvencesinimi alarak geldiniz? Sizin harcamalarınızdan , kime ne yedirip içirdiğinizden veya hangi otelde , kimi ağırladığınızdan , ne yediğiniz içtiğinizden bize ne? Bize ne kardeşim… Asgari ücretle geçinmeye çalışan , çocuğunun özlemini çektiği meyveyi alamayıp sırf elektrik faturasını ödeyeceğim diye hayatından , çocuğundan ve hatta hatta günlük yaşamından bile ödün verirken siz o haketmediğiniz parayla bilmem ne otelde bilmem kimi ağırlayıp, bilmem ne yaptığı tuvaletin parasını ödediniz ise , korkunuzdan semtine dahi uğramadığınız binlerce kaçak kullanımın parasını o çocuğun meyve parasından idame ettiniz ise, tarlasına – bağına bahçesine yaban hayvan girmesin diye çekilen milyonlarca liralık kaçak hattı görmeyip gariban asgari ücretlinin üç kuruşluk ödenemeyen fatura bedeline haciz uyguladınız ise, mahkeme kapılarında süründürdünüz ise ALLAH sorsun derim. HARAM OLSUN derim. Elbetteki yapmış olduğunuz hizmetin bedelini alacaksınız, biz içtiğimiz çorbanın parasını ödeyecek zihniyete her zaman sahibiz ancak çorba içip te baklava börek hesabı ödeyeceksek kanunen gücümüz yetmese de elimizi göğe açarız. O zaman vakti saati geldiğinde Süleyman kimmiş görürsünüz.
Ahmet YILMAZ
Yorumlar (0)