10 Mayıs 2021 - Pazartesi
BU NASIL BİR KAZANÇ
Yazar - Ahmet Yılmaz
Okuma Süresi: 3 dk.
Ahmet Yılmaz
-Elbette her insan, her kurum ve hatta nefes alan her canlı emeğinin karşılığını alacaktır. Almalıdır. Yapılan emeğin idamesi karşısında bu zaruri bir durumdur. Kaçınılmaz ve hatta ertelenemez bile. Çarkların dönmesi açısından olmaz ise olmazlardandır.
Es geçildiği zaman emek zay olur, kaybolur, hesapta olmayan başka sıkıntılar baş gösterir. Ve bir de bakmışsınız ki kaş yapayım derken göz çıkarmışsınız. E hadi buyurun şimdi ayıklayın pirincin taşını.
Daha meyve ağacı fidesini toprak ile buluşturmadan, meyve toplamak için sepetini yanına alır isen o sepet ilelebet boş kalır. Bu fide ağaç olacak; çiçek açacak ve gün gelecek meyveye duracak işte o zaman sepeti alan buyursun gelsin diyeceğiz. Ama bu süreç öyle hadi deyince olmuyor. Zaman gerekir, emek gerekir, sevgi gerekir en çokta sabır gerekir. Sıkıntı girdaplarında boğuşan yaşlı dünyamızda bu günlerde öyle armut piş ağzıma düş hayalleri görmek nerdeee!
Eh nasıl olsa zihniyetiniz kurmuş bir saltanat; milattan öncenin teknik donanımlarıyla, atadan deden kalma çalışma şartlarıyla, kâğıtlarda yazılı ama uygulamada pekte göremediğimiz standart oyunlarıyla krallığınızın keyfini çıkarıyorsunuz.
Müşterilerinizin büyük bir çoğunluğu sessiz ve gariban, uygulamalarınızdan anlamadığı halde ezilmekten ve korkudan “eyvallah” deyip sineye çeken, bir kısmı zaten ne ödediğinin farkında bile olmayan, bankalar tarafından haneye geçirilen fatura bedelleri ve arada sessiz sedasız halinden memnun geçinen “adam sende” diyen mutlu azınlık. Detaya indiğimizde de kim kime, dum duma.
Valla öyle güzel bir tezgâhınız var ki, ALLAH daim etsin bile demek gelmiyor içimden. Aslına bakar isek amacınız gerçekten halis. Çalışmalarınıza baktığımız zaman emeği inkâr edilemeyecek kadar güzel insanlarınız da var aranızda ama saltanat koltuğunda oturanların uygulamaları, artık gitmiyor diyecek kadar bıktırdı.
Ahmet YILMAZ
Araştırmacı yazar
Yorumlar (0)