EVET BİR KADINLAR GÜNÜ DAHA GELDİ
NİLGÜN EGE
nilgunege72@gmail.com -HEPİMİZİN 8 MART KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN DİYECEĞİM AMA,
KİMBİLİR NELER YAŞAYACAĞIZ KADIN OLARAK MEÇHUL. HER AN GEREK FİZİKİ ŞİDDET GEREK SÖZLE ŞİDDETE MARUZ KALAN DİŞİ İNSANLAR OLARAK;
Kimimiz yürüyeceğiz, kimimiz oynayacağız, kimimiz nutuk çekeceğiz.
Çaldığımız tamtamların, attığımız göbeklerin ve çektiğimiz nutukların sihirli gücüyle erkek milletinin içindeki kötü ruhları kovacağız. Yerine sevgi ve muhabbeti yerleştireceğiz. Artık erkekler kadınları dövmeyecek ve öldürmeyecek!
Bin yıldır üstesinden gelinemeyen kadına şiddet uygulamasını, bir günlük etkinlikle sona erdireceğiz. Meseleyi, bir daha kopmamak üzere sağlama bağlayacağız. Bundan böyle hiç bir erkek, kadınların kılına bile dokunamayacak.
Artık herhangi bir sorunla başa çıkmak için bilgiye ve eğitime ihtiyaç duyulmuyor. Meseleler, "gün" yoluyla hallediliyor. Durum veya problem için bir "gün" tahsis ediliyor. O gün geldiğinde, oraya buraya bir kaç afiş asılıyor, bir yerlerde bir kaç nutuk atılıyor, davullu, zurnalı, oyunlu yürüyüşler düzenleniyor böylece, ('ulu manitu'nun inayetiyle!) dünyamız, kastedilen beladan kurtulmuş oluyor!
Bu tip etkinliklerin öncüleri ya da akıl hocaları mesela, AİDS'le mücadele gününde, bilinçlenme adına, bedava prezervatif dağıtıyor! Yani, "beladan uzak durun!" diyecek yerde, "buyrun, bununla devam edin!" diyor. Bana sorarsanız bu, "mok yerken eldiven takın ki, eliniz kirlenmesin" anlamına geliyor. Buradan, konuyu ciddiye almış görünenlerin iddialarında ne kadar samimi olduklarını anlayabiliyoruz. Yarın birileri de kadınlar gününde erkeklere sopa dağıtırsa saşırmayın.
Böyle etkinlikleri düzenleyenlerin, katılıp yürüyenlerin, ciddi olunması gereken bir ortamda kalça sallayıp göbek atanların, soyunup dökünenlerin problem çözme gibi bir amacı olduğuna inanmıyorum. Onların tek derdi, bir kaç saatliğine de olsa monotonluktan kurtulma, azıcık dağıtıp rahatlamadır. Yani maksat kuru gürültü ve tantanadır. Ötesi hikayedir.
Çünkü protestoların, eğlence ve oyun kıvamındaki gösterilerin kadına şiddeti önleyemediğini anlamak için uzman olmak gerekmiyor. Her insan cehaleti gidermek, yanlışlardan kurtulmak, olgun ve medeni birey olabilmek için ciddi bir
ahlak eğitimi almak gerektiğini biliyor.
.
Ailenin geleneksel yapısının veya bilgisizliğinin çocuğa bıraktığı kötü mirası silmek kolay değildir. Siz binlerce kez, "şiddete hayır!" diye slogan atsanız, her tarafı bu tip afişlerle donatsanız da zihinlerde yerleşmiş algıyı değiştiremezsiniz. O, gün gelir gizlendiği yerden çıkar ve yapacağını yapar. Slogan ve protestolarla ancak rutin hayatlarımızı renklendiririz o kadar.
Çözüm, bunlarda değil bireyi ve aileyi eğitmekte, yerleşmiş kötü gelenekleri kaldırmakta aranmalıdır. Canilerin, şiddet yanlılarının, arsız, yüzsüz ve ahlaksızların elini kolunu sallayarak dolaşamadığı sosyal bir ortam oluşturulmaya çalışılmalıdır. Toplumda dürüstlük, ahlaklılık ve insanilik egemen kılınmaya gayret edilmelidir. Ki... belki o zaman, KADINA ŞİDDET ve toplumdaki olumsuz gidişatın önemli bir kısmını önlemek mümkün olabilir.
Sevgi ile kalın