Kavga Etmeyi Öğrenmeliyiz
Kavga, Türk Dil Kurumuna göre “Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş” anlamlarına gelir. Elbette hiçbir insan kavga kelimesini duyduğunda iyi hislere kapılmaz. Ancak bu yazıda bahsettiğim “Kavga” sözlük anlamından oldukça farklı.
Nihal Ezgi Yılmaz
n.ezgiyilmaz@outlook.com -Bu konuda yazmak istedim çünkü oldukça değerli bir aile büyüğümüzün ölüm haberini aldım. Kalbimde hissettiğim acı ve ona karşı duyduğum sevgi neden onu daha çok aramadım sorusunu aklıma getirdi. Ve bunun cevabıysa birtakım kırgınlıklar... Aile içi meseleler hassas olabilir. Kimin haklı olduğunun pek de önemi yok. Özellikle ölüm kapınızı çaldığında...
Eğer her ikimizde kavga etmeyi becerebilseydik belki de bu kadar uzak kalmazdık. Aile büyüklerine saygılı olmak önemli ama düşüncelerimizi birbirimize söyleyemedikten sonra aramızdaki bağın ne kadar samimi olduğunu bilemeyiz. Üstelik sadece aile içinde değil tüm insanlarla olan ilişkilerimizde tartışabilmeyi, bize karşı yapılan eleştirileri de daha dengeli bir ruh haliyle karşılamayı artık öğrenmemiz gerekiyor. Zaman düşündüğümüzden çok daha hızlı ilerliyor ve her an büyük olumsuzluklarla karşılaşabiliyoruz.
Kavga etmeyi düşündüğünüz kişinin yaşı, cinsiyeti veya statüsü ne olursa olsun eğer niyetiniz iyiyse tartışmanız her zaman pozitif bir sonuca varacaktır. Belki de çözülmez sanılan olaylar bile huzur verici bir tecrübeye dönüşebilir.
Saygılı kelimeler seçerek hislerinizi anlatmak düşündüğünüz kadar korkutucu değildir. Sadece kendinize sakladığınız ve üzüldüğünüz konularda karşı taraftan sizi anlamasını bekleyemezsiniz. Bunun en önemli nedeni yaşanılanların aynı açıdan değerlendirildiğine emin olamamanızdır.
Sizinle kavga edecek insanların aslında bazı detayları düzeltmeye ihtiyacı olduğunu anlayabilirsiniz. Ortada bir sevgi ve saygı varsa kötü giden her şey taraflar arasında düzeltilme ihtiyacı oluşturur. Artık klasikleşen bir düşünceye göre kavga etmiyorsanız artık pes etmişsinizdir ya da sizin için kişi ve olayın bir değeri kalmamıştır.
Tartışmalardan ve dürüst olmaktan korkmak sadece içinde bulunduğunuz durumu daha karanlık hale getirir. Özellikle sorun yaşadıklarınızla yüz yüze geldiğinizde dürüst olmaktan çekinmeyin. Hakaret etmeden, aşağılamadan, büyük hassasiyet taşıyan konularla karşıdakini kızdırmadan da pekâlâ hislerinizi anlatabilirsiniz. Üstelik şunu da unutmamak gerekiyor; yaşadığınız yer, içinde büyüdüğünüz aile, maddi durumunuz, geçmiş yaşantınız vs. hepsi birbirinden farklı. Bu yüzden hiç kimseyle aynı hissedemezsiniz.