HERKES ADAMINA SAHİP ÇIKSIN!
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, Türk siyasetinin en önemli aktörlerinden biriydi. Başbakanlık ve parti başkanlığı yaptığı dönemde bir transfer sebebiyle kendisine sorarlar: - Sayın Demirel, size sövüp duran bu adamı neden partinize aldınız?

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, Türk siyasetinin en önemli aktörlerinden biriydi. Başbakanlık ve parti başkanlığı yaptığı dönemde bir transfer sebebiyle kendisine sorarlar:
- Sayın Demirel, size sövüp duran bu adamı neden partinize aldınız?
Demirel cevap verir:
- Orada iken bize saldırıp bağırıyordu. Şimdi bizim kapıya bağladık, karşı tarafa sövüyor.
Şimdi bu hikâye nereden çıktı, diye düşünebilirsiniz. Son zamanlarda Erzurum gündemini takip ederken geçmişteki yazılarını ve söylemlerini çok iyi bildiğim bazı gazetecilere bakıp şaşırıyorum. Geldiğimiz noktada ise siyaset konusunda Erzurum standartlarının çok üstünde bir deneyime sahip olan bazı siyasetçilerimizi takdir ediyorum. Adamlar, Demirel’i görmüş, aynı havayı teneffüs etmişler. Belki görüş olarak onunla aynı çizgide olmasalar da siyaseten merhumla etkileşimde bulunmuşlar. Kendilerine sayanları yanlarına almayı başarmışlar. Bu sayede sağa sola saldıran, bazen tehdit ve şantajla insanları bastıran hatta bunlardan nemalandığı söylenen tipleri yanlarına alarak hem kendilerini hem de önümüzdeki seçimlerde partilerini garantiye almışlar. Ama unutulmamalıdır ki bugün birinin yanına geçen, yarın da başkasının yanına geçebilir.
Son zamanlarda bu arkadaşların ara ara birilerinden de eski usulle rızklarını (!) çıkarmaya çalıştıklarını (Tabii ağaları yaptırıyorsa onu bilemem.) görüyoruz, hatta bazen yanlış adamlara da sövdükleri oluyor. Dışarıdan dikkatli bakınca her şey ayan beyan görünüyor, benden söylemesi. Kimin ne için kalem oynattığı belli, dikkat edin bu arkadaşlar kendilerini de kalemlerinin sahiplerini de zor durumda bırakmasınlar. Ağalara bu uyarıyı yapayım, zira keskin bıçak önce sahibine zarar verir.