KKTC'nin SESSİZ Şehri MARAŞ/VAROSHA göz kırpıyor

Doğu Akdeniz’in kitlesel turizm merkezi olduğu dönemde dünyaca ünlü yıldızlar Elizabeth Taylor, Richard Burton, Brigitte Bardot, Sophia Loren gibi sanatçılara ev sahipliği yapmış Kıbrıs’ın ‘Saint Tropez’ı eski hareketli günlerini özlüyor…

Yayın: 25 Mart 2023 - Cumartesi - Güncelleme: 25.03.2023 17:21:00
Editör -
Okuma Süresi: 17 dk.
Google News
1974 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından “Biz aslında savaş için değil
barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz”
sözleriyle duyurulan harekat sonrası ikiye bölünen Kıbrıs’ın en “talihsiz” kenti Maraş 
Türklerin de Rumların da kanayan yarası..
SESSİZ ŞEHİR MARAŞ/VAROSHA GÖZ KIRPIYOR
Bir zamanlar dünyanın en ünlü eğlence ve turizm merkezlerinden biri olan Kıbrıs adasının
KKTC kısmında bulunan Türkçe adıyla Maraş, Rumca adıyla Varosha (Varoşa), Miami ya
da Fransız Rivierası havası veren konsept otellerin, lüks otomobillerin, pahalı evlerin,
ülkenin en güzel plajlarının ve eğlence merkezlerinin kalbinin attığı, Hollywood
yıldızlarının, dünya starlarının, jet sosyetenin ve milyoner iş adamlarının, uğrak ve gözde
tatil beldelerinden biriydi.
1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarına dahil
edilene dek Kıbrıslı Rumlar’ın yaşadığı bölge olan Maraş, harekat sırasında nüfusunun
adanın güneyine kaçmasıyla terk edilir. Gecesinde, gündüzünde ayrı bir hayat akan şehir,
harekat sonrası Kıbrıs’ın ikiye bölünmesinin ardından askeri bölge olarak yerleşime ve
iskana kapatılır. Kıbrıs’ın en “talihsiz” kenti olan Maraş, o tarihten sonra ‘Akdeniz’in Las
Vegas’ı olarak anılmaktan çıkıp, derin bir sessizliğe bürünerek adından ‘Hayalet Şehir’
olarak söz ettirmeye başlar.
Makus talihi 3 yıl önce değişir
Ada’nın ne Kuzey’inin ne de Güney’inin yaşam anlamında bir parçası olabilen; arada ıssız
ve atıl kalan kentin 46 yıllık ‘Hayalet Şehir’ olan makus talihi Ekim 2020'de yüzde 3,5'luk
bölümünün askeri bölge statüsünden çıkarılıp sivilleştirilmesiyle tekrar değişir. Kamuya
ait Demokrasi Caddesi ile dünyanın en lüks tatil merkezi olduğu dönemde Mısır’dan kum
getirildiği söylenen iki plajı ziyarete açılır. Kıbrıs adasını ikiye ayıran “Yeşil Hat” tampon
bölgesinin kuzey kısmında yer alan diğer bir adı “şehrin çevresinde yada dışarısında,
banliyö” anlamına gelen Varosha olan Maraş’ın, Ekim 2020’de pilot bölge olarak kısmen
kullanıma açılan kısmı o tarihten günümüze birçok yerli ve yabancı turisti ağırlar.
Araçla geçişe izin verilmiyor
Günümüzde askeri kartı olanlar, yurtlarda kalanlar ve kayıtlı taksiler haricinde hiçbir
şekilde sivil araçla girişe izin verilmiyor. Bölgenin sivillere açılan bölümleri yürüyerek,
bisiklet kiralanarak veya golf araçlarıyla gezilebiliyor. Acenteler tarafından rehberler
eşliğinde turistik turlar da düzenlenen bölgeyi açıldığı günden itibaren bir milyon civarı
turist gezmiş. Bağlı bulunduğu Gazimağusa Belediyesi tarafından çevre ve peyzaj
düzenlemeleri de yapılan bölgeyi ziyaret edenlerin halkın kullanımına sunulan toplam
uzunluğu 800 metreden fazla olan iki plaja ulaşımlarını kolaylaştırmak için ziyarete açık
bölgedeki yol güzergahında otobüs ile ring seferleri düzenleniyor. Ayrıca belediye
tarafından işletilen ziyarete açılan kısımda birkaç büfe ve çay bahçesi de bulunuyor.
3 bin Pound’a mal olan dünyanın 7 yıldızlı ilk oteli 10 hafta açık kalabilmiş
Maraş’ın mevcut gerçekliği; değişimi, gelişimi ve dönüşümü yani tarihsel ve talihsiz
öyküsü ise hüzün kokuyor. 1970 lerde Elizabeth Taylor, Richard Burton, Raquel Welch,
Paul Newman ve Brigitte Bardot gibi dünyaca ünlü Hollywood yıldızlarının otellerinde
konakladığı, altın kum plajlarında güneşlenip, mekanlarında şen kahkahalar atarak
eğlendiği, begonvil kokulu sokaklarını adımladığı Maraş’ta, 1974 sonrası sadece ordu
devriyelerinin sesleri duyulabiliyordu. Ekim 2020’den itibaren ise o begonvil kokulu
sokaklar yeni ziyaretçileriyle tekrar buruk da olsa şenlendi. Buruk çünkü, dünyaca
ünlü Hollywood yıldızlarının lüks otelleri, güzel kumsalları ve eğlence merkezlerinden
 
dolayı Kıbrıs’ın ‘Saint Tropez’ı unvanını verdikleri Gazimağusa nın güney Varoshası
Maraş, 1974 sonrası ıssız bir hayalet kasabaya dönüşmüş, evler, oteller, kamu
daireleri, okullar, restaurant, kafe gibi mekanlar, çeşitli mağazalar ve işyerleri de
harabe haline gelmiş. Bazı binaların büyük bir bölümü yıkılmış, birçoğunun camı kırık
veya cam hiç yok. Balkon demirleri paslanmış, ahşap panjurlar çürümüş. Evlerin
içlerinde hiç eşya kalmamış. Kimi binalarda ise çarpışmanın izleri hala görülebiliyor.
1974’e kadar ünlü bir turizm beldesi olan Maraş’ta yeni yapılmaya başlanan birçok
inşaat yarım kalmış. Hatta İngiliz kraliyet ailesine ait, yapımı harekattan kısa bir süre
önce tamamlanarak toplam 3 bin Pound’a mal olan, dünyanın 7 yıldızlı ilk oteli Golden
Sands Hotel (Altın Kum) sadece 10 hafta açık kalabilmiş.
Virane binalarıyla varlık göstermeye çalışan, çaresiz bir gerçek olarak duruyor
Uzun yıllar derin bir sessizlik içinde biraz suskun, biraz küskün bir şekilde tekrar hayat
bulmayı bekleyen Maraş, kaybolmuş nüfusu, yaşlanmış, çökmüş, harabeye dönmüş ve
kullanılamaz duruma gelmiş virane binalarıyla varlık göstermeye çalışan, çaresiz bir
gerçek olarak duruyor. İlkbaharda tabiat ana burada da uyanmış. Her yer yemyeşil
ağaçlar, bitkilerle ve sapsarı çiçeklerle canlanmış. Ancak harabe haline gelen binalar
ölüm sessizliğinde. 1960’lı ve 1970’li yıllarda Doğu Akdeniz’in en önemli kitlesel
turizm merkezi özelliğine sahipken, yaşadığı travma neticesinde yarım asra yakın bir
dönemdir derin yalnızlığını yaşayan Maraş’ı gezerken insan sanki tarihin içinden
geçiyormuş gibi hissediyor ve adeta o dönemi yaşıyor. Sokak aralarında dolaşırken
görülen manzaralar karşısında ise insanın boğazı düğümleniyor. Ve ‘keşke savaşlar
hiç olmasa, insanlar ölmese, evlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalmasa, ırkçılık
olmasa, terör olmasa ve halklar hep kardeşçe, dostça bir arada yaşasalar’ diye
düşünmeden edemiyor.
Evlerin içine girmek yasak
Zeminini oluşturan kırmızı topraktan dolayı “Kırmızı Köy” olarak da anılan Maraşın etrafı
çitlerle çevrilmiş, şuan ziyarete açılan kısmındaki tüm sokaklardaki evlerin ve binaların
önü de üç sıra urgan iplerle ziyaretçilerin yapıların içine girmemeleri için çevrelenmiş.
Ve tüm yapıların önüne üzerinde ‘bina çökebilir, bina içerisine girmek ve yaklaşmak
tehlikelidir’ yazılı (Türkçe ve İngilizce) birer tabela konulmuş. Maraş’ta şu an gezilip
görülebilecek yerlerden de kısaca bahsedecek olursak:
Dünyaca ünlü yıldızlar Elizabeth Taylor, Richard Burton, Brigitte Bardot,
Sophia Loren’e ev sahipliği yapmış
Bir zamanlar Hollywood un en çok kazanan oyuncusu olan Richard Burton ve ikinci eşi
Hollwood’un menekşe gözlü ünlü yıldızı Elizabeth Taylor ile 1950 lerin ve 1960 ların
kadın figürü ünlü Fransız aktris Brigitte Bardot gibi ünlü sanatçıların da konakladıkları
Kennedy Bulvarı'ndaki Argo Otel, sahildeki King George Hotel’in arka giriş kapısının
hemen bitişiğindeki ünlü Yunanlı ressam Paul Georgiou’nun Mavi Evi (Blue Bungalow) ki
ressamın evin iç duvarlarına çizdiği at üzerinde şövalye gibi çeşitli resimleri camı kırık
pencereden görülebiliyor, İngiliz Kraliyet ailesine ait Golden Sands Hotel, ünlü İtalyan
aktris Sophia Loren’in evi (Orduevi içinde kalan bu evin sadece çatısı uzaktan
görülebiliyor, orduevi alanına girişe izin verilmiyor (ben özel izin alarak içeri girip fotoğraf
çekebildim), ünlü İngiliz Bankası Barcley Bank, Ferrari, Jaguar ve Lomborgini gibi lüks
otomobillerin olduğu oto galeri binaları, Toyota, Hoover, Singer, Philips binaları, Bilal Ağa
Mescidi, Modern Kilise’nin ait olduğu Asterias Hotel, erkek öğrencilerin öğrenim gördüğü
gymnasium, farklı mimariye sahip evler ve eğlence hayatının kalbinin attığı Grecian Hotel,
Florida Hotel gibi birçok lüks 5 yıldızlı otelin yer aldığı Kennedy Caddesi, barlar,
restoranlar ve gece kulüplerinin yanı sıra bir Toyota bayisinin de bulunduğu en ışıltılı
caddelerinden Leonidas Caddesi gezilip görülebilir.
Dünyanın en ünlü eğlence ve turizm merkezlerinden biriydi
Biraz da Maraş’ın geçmiş dönemlerinden bahsedecek olursak:
1600’lü yıllarda küçücük bir liman yerleşimi iken, özellikle 1969-1970 yılları arasında
Lübnan’da süren savaştan dolayı ticaret, eğlence ve turizm kenti Beyrut’un önem
 
kaybetmesiyle Maraş, dünyanın en ünlü eğlence ve turizm merkezlerinden biri olur.
1970’lerde modern mimarlığın yansımalarını taşıyan, seçkin mimari yapıları ve yaşamı
bünyesinde barındıran, tatil konutları ve yüksek turizm bloklarıyla gelişen Maraş, o
dönemin “bütün yıl için tatil” ilkesine örnek bir kent durumuna gelir. Bu dönemde Maraş
turizm, yerleşim ve idari alan olarak üç tanımlanmış bölgeye ayrılır. Kentin batı
kısmındaki bölgede bağ bahçe işleriyle uğraşan orta gelir düzeyindeki halk yaşıyormuş.
Güney-doğu yönündeki kıyı bölgesi turizm alanı olarak birçok beş yıldızlı otele, çeşitli
mekanlara ev sahipliği yaparken, bu iki alan arasında kalan bölge ise idari merkez olarak
kullanılıyormuş.
Zamanında 24 saat aralıksız yaşamın olduğu bir şehir
Gündüzün aydınlığının geceye taşındığı Maraş, turizm, eğlence, ticaret, kültür, sanat ve
yerleşim birimi gibi birçok farklı işlevi içinde barındıran, 24 saat aralıksız yaşamın olduğu,
kısacası yerli halk ile turistlerin bir araya geldiği bir merkezmiş. Kent, 1973’te adaya
gelen turist konaklamalarının toplamından fazla turist ağırlıyormuş. Bölgeyi her yıl ziyaret
eden turist sayısı 700 binin üzerindeymiş. Ticaret ve Endüstri Odası kayıtlarına göre
1974’ten hemen önce, kentteki nüfus, ada genelinin yüzde 7’sini oluşturuyormuş. Buna
karşın adadaki bütün nüfusun yüzde 10’u bu bölgedeki iş olanakları çerçevesinde
istihdam ediliyormuş. Adanın otellerinin yüzde 45’ini barındırdığından dolayı oteller
bölgesi diye de adlandırılan ve ağırlıklı olarak Rum nüfusun yaşadığı Maraş’ta, sadece
yedi Türk ailenin evi bulunuyormuş. Ancak bölgede çok sayıda Türk vatandaşı çeşitli
işyerlerinde çalışıyormuş. 1974 yılına kadar Maraş nüfusunun 34 bin 700 olduğu, bunun
29 bin 700’ünü Kıbrıslı Rum, 180’ini Ermeni, 30’unu Maronit (Orta Çağda Levanttan
dinsel ve siyasi çatışmalar sebebiyle kaçarak, Kıbrıs'a yerleşen ve Maruni Kilisesi üyesi
olan, ibadet ve ayinlerini Arapça olarak yapan günümüzde de varlıklarını devam ettiren
topluluk), 4 bin 430’unu İngiliz, 360’ını ise Kıbrıslı Türklerle birlikte öteki etnik gruplar
oluşturuyormuş.
Eski canlılığına dönmesinin maliyeti 10 milyar dolar
Sahil şeridi 8 kilometre, kapalı alanı yüzölçüm olarak 6.4 kilometrekarelik bir yer
kaplayan Maraş’ın bu parlak döneminde 10 bin yatak kapasitesine sahip 45 otel ve 60
apart tipi otel, yaklaşık 3 bin ticari birim, 99 eğlence yapısı (bar, restoran, kafe, taverna,
kabare vb.), 25 kültür yapısı (sinema ve tiyatro salonu, sanat galerisi, İngilizce, Yunanca
ve Türkçe 8 bin 500 kitaba sahip devlet kütüphanesi vb.), 4 bin 649 özel konut, 21 banka
şubesi, 143 idari büro, 8 okul, iki spor tesisi, 380 inşaat halinde bina ve bunlarla birlikte
endüstriyel yapılaşma da bulunuyormuş. Altyapısının yenilenip, çevre düzenlemesi
yapılarak yeniden inşa edilip turizme açılmasının maliyeti 10 Milyar Dolar olarak
öngörülmüş. Umarız zaman içinde bu girişimlerle eski canlılığına ve mükemmelliğine geri
döner..
Başkan Hasan Senin anlattı..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Herkes İçin Spor Federasyonu Başkanı Hasan Senin, Kıbrıs
Barış Harekatı, Kapalı Maraş ve bu harekat sonrası yaşadıkları zorlukları anlattı.
“1973 yılında Ege Üniversitesi inşaat fakültesini kazanmıştım. 1974 yılında üniversiteye
devam ederken yaz tatili için memleketim Kıbrıs’a dönmüştüm. Temmuz ayında Rum
tarafı karıştı, EOKA ve ‘Makarios’çular birbirlerini vuruyorlardı. Yapılan askeri bir darbeyle
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios makamından indirildi ve yurt dışına kaçarak canını zor da
olsa son anda kurtarmayı başardı. Zaten adada uzun süredir bir karışıklık yaşanıyordu.
EOKA (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) adlı Rum örgütü, özellikle 1967’den itibaren Türklere
karşı saldırılar yapıyordu. Bu baskıyı gitgide artırınca, katliamlardan kaçan Türk halkı
zorunlu göçlerle Ada nın yüzde 3’lük kısmına sıkıştırılmıştı.”
Bülent Ecevit: biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil
Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz
“1974’de Rum tarafındaki bu gelişmeler üzerine Kıbrıs’ın 3 garantör ülkesinden biri olarak
Türkiye, TSK nın 20 Temmuz 1974’te Rumların, Kıbrıslı Türklere karşı uyguladıkları baskı
ve zulme son vermek, soydaşlarının can, mal ve namuslarını korumak ve Ada’ya barış
 
getirmek amacıyla Kıbrıs’a askeri bir harekat düzenledi. Devrin Başbakanı Bülent Ecevit
harekatın başladığını "Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil
Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz" sözleriyle duyurdu. Kıbrıs Türk tarafının
lideri Rauf Denktaş da radyoda yaptığı konuşmasında beklenen günün geldiğini ve Türk
askerinin adaya havadan ve denizden çıkarma yapmaya başladığını gözyaşlarıyla
duyurdu.”
Günümüzde de Kıbrıslı Türkler çok zorluk yaşıyor
“Kıbrıs’ta Makarios’a karşı yapılan darbe sonrası zorunlu olarak harekete geçen TC 1974
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Ada’nın yüzde 36’lık kısmını almasıyla birlikte Kıbrıslı Türkler
özgürlüğüne kavuştu. Ancak bu cumhuriyeti sadece Türkiye tanıdı. Bugün KKTC’nin
tanınmaması adada yaşayan Türkleri olumsuz yönde etkiliyor. Her alanda ambargolara
maruz kalıyor. Birkaç örnek verecek olursam; Kuzey Kıbrıs’a Türkiye dışında direk uçuş
yok. Avrupa’dan Kıbrıs’a gelmek isteyen bir kişi önce Türkiye’ye inip oradan Türk
uçaklarına binip Kıbrıs’a gelmek zorunda. Mektuplar önce Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden
Kıbrıs’a ulaşıyor. Kıbrıslı Türkler Türk takımlarıyla dahi maalesef müsabaka yapamıyor. Bu
ve benzer birçok nedenden dolayı Kıbrıslı Türkler insanlık dışı ambargolarla dünyadan
izole edilmeye çalışılıyor.”
Kapalı Maraş BM kontrolünde
“Maraş ise 1974 yılında 13 Ağustos’ta (o gün son bulan) İkinci Kıbrıs Harekâtı sırasında
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ele geçirildi. Duyduğumuza göre Rum keskin nişancıları
günümüzde Laguna diye bilinen bölgedeki bir otelin tepesinden, Türkleri hedef alarak
bombalıyormuş. Bu hadiseler sonrasında Türk savaş uçakları bu binayı bombalayarak
ikiye ayırmış, ardından da Kapalı Maraşa Türk askeri girmiş. Kent, BM ile yapılan ateşkes
antlaşmasında kontrollü boşaltılmasının ardından Maraş’ta yerleşim, iskan sona erdi ve
yaşam söndü. O tarihten bu yana askeri bölge statüsündeki Kapalı Maraş’ta, 46 yıl
boyunca sivillerin kente girmesine izin verilmedi. Kentin BM kontrolünde olan bölgesinde
6 tane apartman orduevi kullanımı için verilirken, BM’nin de kentte bir binası bulunuyor.”
Annan, Kıbrıs Adası nı bağımsız bir devlet olarak birleştirmek istedi, olmadı
“Adını, planı ortaya atan BM eski genel sekreteri Kofi Annan dan alan, Türk ve Rum
kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs Adası nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini
öneren Birleşmiş Milletler planı olan Annan Planı’na göre kapalı Maraş, Rum tarafının
denetimine bırakılacaktı. Ancak Nisan 2004 te adanın kuzey ve güneyinde
yapılan referandumlar ile oylamaya sunulan plan, Kıbrıs Türk’lerince yüzde 64,91
oranında kabul edilmesine rağmen, Kıbrıs Rumları tarafından yüzde 75,38 i oranında
reddedilince, hayata geçirilemedi.”
Eskiden olduğu gibi Rum komşularımızla yan yana dostluk ve kardeşlik içinde
yaşamak istiyoruz
“Türkiye ve KKTC makamları, Maraşta taşınmazı olan Rumlara ve diğer vatandaşlara,
‘Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuru yapmaları yönünde çağrıda bulunduktan sonra
Taşınmaz Mal Komisyon na müracaatlar olmuş. Komisyonun mevzuatına göre takas,
iade ve tazminat mümkün. Ziyarete açılan yüzde 3.5'lik kısımda yaklaşık 500 civarında
yapı bulunuyor. Resmi makamlardan açıklamalara gören bunlar için komisyona yaklaşık
100 civarı kişi müracaat etmiş. Diğer kapalı bölge için de 500 e yakın müracaat olmuş.
Güneyden gelip müracaat eden birçok Rum, 1974’te durum sakinleşince kısa sürede
geri döneceklerine inanarak güvenliksiz, hatta bazı pencereleri açık bırakarak terk
ettikleri evlerine bu çağrıyla geri dönüp, birçok anılarının geçtiği Maraş’ta tekrar
hayatlarına devam etmek istiyormuş. Burada hedeflenen gelecekte eski sakinlerinin de
bölgedeki mülklerine dönmesiyle Maraş'ın tamamının Türk yönetiminde açılması. Kıbrıslı
Türkler olarak bizler de eskiden olduğu gibi Rum komşularımızla yan yana dostluk ve
kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz.”
Fulya OMAÇ / Gazimağusa – KKTC
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.