TAŞ MEDRESELİ ÜLKÜCÜ SUAT GÜNEL'İN HATIRALARIM ADLI KİTABINDA EFSANE ÜLKÜCÜLER UNUTMADI
Taş medreseli Ülkücü Suat Günel'in Cezaevi anıları "HATIRALRIM" Adlı kitabında canlandı. Günel;1978 ve 1990'lı yıllar arasında sağ sol olayları sırasında yaşadığı anılarını ve yaşamını yitirmiş o dönemin kahramanlarını Kitaplaştırdı. Günel, ''HATIRALARIM ADLI'' ilk kitabının, ilk imza günü MHP İstanbul İl Başkanlığında İl başkanı Birol Gür İl Başkan yardımcısı Nizamettin Coşkun ve Taş Medreseli Ülkücüler için imzaladı.
Yazar Suat Günel; ben ÖNCE "İNSANIM" sonra ülkücüyüm diyerek sözlerine şöyle devam etti.
Günel öncelikle kitapta kendi yaşantım anılarım olmak üzere o dönemde yaşamış olan bugün ise hayatta olmayan ülkücü kardeşlerimiz ve dostlarımızı, unutmak elbette mümkün değil, bu kahramanlar gibi bizlerde o dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin soğuk savaş döneminde, Türk milletinin savunulması noktasında tarihin milliyetçi hareket ve ülkücülere yüklediği misyonla bir mücadelenin içine girdik.
Kitapta yer alan anılarımda teşkilatlı bir ülkücü olarak gerek teşkilatımızda gerekse hapishanelerde yaşamış olduğum anıları ve o dönemde yaşayan ülküdaşlarımı ve dostlarımı anlattım. O zaman hapishanelerde şehit olan ülküdaşlarımın yaşadığı işkenceler zulümler onlara ve bizlere yapılan haksızlıklardan bahsediyorum bu kitapta, bu kardeşlerimizden bazıları bakımsızlıktan ve türlü türlü işkencelerden kimisi ise kasten öldürüldü.
O dönemde ülkemizde Amerika ve Rusya arasındaki bu savaşın karşısında olan ülkücü hareketin efsane yiğitleri vardı. Bugün günümüze gelindiğinde bu efsane kahramanların unutulmaya yüz tutmuş olduklarını görünce anılarımla birlikte o Yiğit ülküdaşlarımı o efsaneleri, kaleme aldım.
Biliyorsunuz ülkemizde yakın bir tarihte olan 15 temmuz kalkışması yaşadık 15 temmuz gecesi vefat edenlerin hepsi şehittir yaralı kalan vatandaşlarımız ise gazidir elbette, bu kalkışma amacına ulaşamadığı için bir gecelik bir mücadele e verildi ben ve kitapta bahsetmiş olduğum arkadaşlarımın 68 yılından itibaren yaklaşık 60 yıldır, biz bu mücadeleyi veriyoruz. bu mücadeleyi verirken de Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası refahı için verdik elbette bu ülke için vermiş olduğumuz mücadelede elbette bir karşılık beklemiyoruz. Bizler o dönemlerde hem devletimizin polisinden kaçtık hem askerinden kaçtık hem de ülkemizi savunduk.
Bizler ülkücü Hareketin neferleri olarak amacımız vatanımızı savunmaktı ve bunu yaptık. Bugün bana derseniz ki hapishanelerde o kadar yatıp ve birçok arkadaşının yaşadığı işkenceleri ve ölümlerini, ve birçoğunun asıldığını görmenize rağmen, bugün olsa yine aynı şeyleri yapar mısınız derseniz Ülkem ve Milletim için gözümü kırpmadan yine aynı şeyleri yaparım, hasılı vicdanen rahatım bu Ülkenin ülkücü harekete ve ülkücülere yüklemiş olduğu Milliyetçi misyonunun, içinde bu teşkilatta ben de var oldum bundan sonraki süreçte de var olmaya devam edeceğim ve bugün yaşamını yitirmiş aramızda olmayan şehit olmuş ülküdaşlarımın da unutulmasına müsaade etmeyeceğim, onların da adını literatüre sokarak her daim yaşatacağım. Diye konuştu.
Özel Haber: Erdem Talaş