VEFATININ 17. YILINDA VASİYETİ YERİNE GETİRİLEN LİDER

Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra dünyanın tüm devletleri ile doğrudan politik, ekonomik ve kültürel ilişkiler kurma imkanı elde etti. İki halk en zor günlerinde, en karmaşık anlarında bir birine sahip çıkmış ve her türlü desteği esirgememiştir. Azerbaycanlılar ve Türkiye Türkleri aynı ırktan ve aynı kökten geldikleri için, her iki devlet birbirlerini kardeş devlet olarak görüyor.

Yaşam Yayın: 15 Aralık 2020 - Salı - Güncelleme: 15.12.2020 00:04:04
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News
Buyakınlığı en iyi şekilde gören ve ilişkileri de bu doğrultuda geliştiren liderlerden
biriside, Azerbaycan halkının milli lideri Haydar Aliyev olmuştur. Nitekim
Aliyev, iki dost ve kardeş devletin yakınlığını Bir millet, iki devlet iki millet sözleri ile
özetlemiştir. Bugün, eğer Türkiye ile Azerbaycan arasında kopmayacak sıkı
bağlar oluşmuşsa bunda hiç kuşkusuz Aliyev’in katkıları tartışılmazdır.
Azerbaycan, 1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra 9 Kasım
1991’de onu tanıyan ilk ülke Türkiye oldu. 14 Ocak 1992’de Azerbaycan –
Türkiye diplomatik ilişkileri kuruldu. O dönemden bu yana Türkiye’nin
Azerbaycan’da, Ağustos 1992’den bu yana Azerbaycan’ın Türkiye’de
diplomatik temsilciliği faaliyette bulunmaktadır.
Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, Yüksel Karaçam dahil, takım elbise
Mütellibov döneminde her iki ülke arasındaki ilişkiler onun Rusya eksenli
dış  politikası nedeniyle biraz mesafeli bir çizgi içinde seyir etmiş, Elçibey
iktidarı döneminde iki ülke arasında stratejik ortaklık anlaşmasının
imzalanmasının önerilmesine kadar uzanmıştır. Fakat, Elçibey döneminde
Rusya’nın bölgesel iddialarının halen güncel olması Türkiye’nin bu öneriye
soğuk bakmasına neden olmuş ve Kafkaslarda Rusya ile çatışma halinde
olunmaktan kaçınılmıştır. Sovyetler Birliğindeki görevinden ayrıldıktan sonra,
olumsuz koşullar altında kaderin hükmüyle Nahçıvan`da yaşamak zorunda olan
Aliyev daha cumhurbaşkanı olmadan önce, Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin
Meclis başkanıyken Türkiye ile kurduğu sıcak diyalogu o zamanki icraatlarında
bariz bir şekilde görmekteyiz. Bu bağlamda iki ülke arasında siyasi ilişkiler
ziyaretlerle ilerletilmeye çalışılırken, Haydar Aliyev’le Türkiye’nin 9.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel arasında önceki yıllara dayanan sıkı dostluk
da bu ilişkiyi daha da pekiştirmiştir. Ermenistan`ın askeri ve ekonomik
ambargosu sonucunda Nahçıvan`ın Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesinde ve
bölgenin ekonomik ve askeri güvenliğinde önemli rol oynayacak geçici değil
kalıcı yolun yapımının önemini anlayan Aliyev’in çabalarıyla, 29 Ekim 1991
tarihinde Nahçıvan`ın Sederek ilçesinde Aras nehri üzerinde Nahçıvan`la
Türkiye`yi bir birine bağlayan geçici köprünün kullanıma açılması Nahçıvan`ın
Türkiye ile ilşkilerine ivme kazandırmıştır. 28 Mayıs 1991 yılında ise
Azerbaycan`ın Cumhuriyet Bayramı günü Aras nehri üzerinde yapılan ve
Türkiye ile Nahçıvan`ı birleştiren köprünün açılışına, Haydar Aliyev, Süleyman
Demirel`in yanı sıra Türkiye`nin ve, Azerbaycan`ın devlet adamları katıldılar.
 
Burada bir konuşma yapan Aliyev köprünün “bizim umut ve arzularımızın
köprüsü olduğunu ve Türk dünyasına açılan pencere olduğunu” vurguladı ve
Sederek-Dilucu köprüsü Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri arasında resmi
sınır kapısı ilan edildi. Türkiye`nin Nahçıvan`da Başkonsolosluğunun açılışı ve
Türk bankalarının faaliyete başlaması da ilişkilerin gelişmesine olumlu etki
yaptı.
Haydar Aliyev sayesinde Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel
Nahçıvan`ın statüsünde herhangi bir değişiklik olması halinde Türkiye bu
konuda söz sahibi olacaktır beyanında bulunmuştu. Gerçekten de 1992 yılı
Mayıs ayında Ermenistan ordusu Nahçıvan`a saldırdığında Türkye`nin Nahçıvan
üzerindeki garantörlüğü ile ilgili sert açıklamasının ardından Ermenistan ordusu
geri çekilmek zorunda kalmıştı. Haydar Aliyev Nahçıvan`dayken kardeş ülkeye
ilk resmi ziyaretini 22 Mart 1991 tarihinde gerçekleştirmiştir. İmzalanan
Protokole göre, Nahçıvan`ın çeşitli alanlarda ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
Türkiye Nahçıvan`a 100 milyon dolar tutarında kredi ayırmayı kabul ediyordu.
Aslında Türkiye tarafı ağır ekonomik ve mali durumda olan Nahçıvan`ın bu
krediyi geri ödeme konusunda ciddi sorunlar yaşayacağını bilmesine rağmen bu
konuda tarihen kardeşlerinden yardımını esirgemeyen Türkiye`nin bu seferki
yardımını yapmasında Haydar Aliyev şahsiyyeti faktörü önemli bir vesileydi.
Azerbaycan Ermenistan savaşının daha da şiddetlenmesi ve iç ve dış
siyasette yaşanan sorunlar nedeniyle Aliyev Azerbaycan Meclis Başkanlığına
getirildi. Rusya destekli 4 Haziran darbesi ile Elçibey iktidarının sona
erdirilmesinin ardından Azerbaycan halkının isteği ve oyu ile Cumhurbaşkanı
seçilen Haydar Aliyev ile Azerbaycan`da yeni dönem başlamıştır. 1993–2003
yılları arasındaki bir dönemi kapsayan Aliyev döneminde Türkiye Azerbaycan
ilişkileri büyük aşama kaydetmiştir. İlk dönemde Azerbaycan-Türkiye ilişkileri
başta daha ihtiyatlı ve bölgesel gerçeklere uygun olarak sürdürülse de, daha
sonrasında Aliyev`e özgü “bir millet-iki devlet” sloganıyla hızlı bir biçimde
geliştirilmiştir. Rusya’yı yatıştırma politikası olarak görülen bu dönemde Aliyev
Rusya, ABD ve komşu devletler arasında denge siyaseti yürüterek daha verimli
iç ve dış politika açısından bölgede istikrarın korunmasını sağlamağa çalışmıştır.
Aliyev deneyimli bir devlet adamı olarak, ülkesinin dış politikasını şu 4 önemli
temel üzerinde taşıyarak dikkatleri üzerine çekmiştir: Azerbaycan devletini
dünyaya tanıtmak, Azerbaycan devletinin demokratik blok içerisinde yer
aldığını göstermek, Azerbaycan`ı önemli uluslar arası kuruluşlara üye yaparak
etkinliğini artırmak ve Ermeni sorununu adil bir şekilde çözmek.
Aliyev`in “denge siyaseti” üretebilen ve bunu çok iyi uygulayan bir lider olması
Azerbaycan’ın iç ve dış politikası açısından daha verimli bir ülke konumuna
gelmesinde önemli rol oynamıştır.
 
Azerbaycan dış politikasının en önemli unsurlarından biri olan doğal
kaynakların işletilmesi ve bunların dünya pazarlarına çıkarılması Aliyev
dönemini en önemli konularından biri olmuştur. Aliyev döneminde uygulanan
başarılı iç siyaset ve lobicilikle sağlanan güvenle yabancı şirketler yeniden
bölgeye yönelmiştir. 24 Eylül 1994’te imzalanan “Asrın Anlaşması” ile birlikte
enerji sektöründeki 6 büyük ülke Karabağ sorunu ile doğrudan muhatap
olmuştur. Bu da yeni ve genç bir devlet olan Azerbaycan’ın dış politikadaki
başarısı olarak kabul edilmiştir. Aliyev “Asrın Antlaşması”yla Hazar’ın petrol
ve doğal gaz kaynaklarını tüm dünyaya tanıtarak Batılı devletlerinin ilgisini
ülkeye çekmeyi başarmıştır.
Haydar Aliyev döneminde Türkiye Azerbaycan ilişkileri başta siyaset ve
ekonomi olmak üzere, eğitim ve kültür alanlarında büyük gelişme göstermiştir.
Zamanla iki ülke arasındaki yakınlık, yapılan çalışmalarla stratejik ortaklık
düzeyine ulaşmıştır."Asrın Antlaşmasından sonra Aliyev, o zaman için bir
hayal sayılan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı için çalışmalara başladı.
Zorlukları ve bu proje için hayal deyimlerini aldırış etmeden amacına ulaştı.
BTC ile Türkiye üzerinden dünya piyasalarına Azerbaycan petrolü sunuluyor ve
bu projeden sağlanan gelirler hesabına ise Azerbaycana bilimsel, kültürel ve
ekonomik gelişim sağlamaktadır. İki ülke arasındaki enerji politikaları sadece
BTC ile sınırlı kalmadı.
Haydar Aliyevin başlattığı bu politikalar Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Sayın İlham Aliyev tarafından başarıyla devam ettirilerek, Bakü-Tiflis-Erzurum
doğalgaz hattı, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı projeleri ile birlikte 19 Ekim
2018 yılında Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR ın iştiraki olan SOCAR
Türkiye tarafından Aliağa da inşa edilen ve reel sektörün 6,3 milyar dolarlık
yatırımla tek noktaya yaptığı en büyük proje olma özelliğini taşıyan STAR
Rafineri, Petkim Rüzgar Enerjisi Santrali, Petlim Konteyner Limanı ve Aliağa
Genel Müdürlük binası açılışı, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattının (TANAP)
Avrupa bağlantısı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev ve Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmıştır.  
Azerbaycan ekonomisi, bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden
birisidir ve ülkede her alanın gelişim rayına oturduğu hissediliyor. Tüm bunların
mimarı olarak ta Azerbaycan halkının ulu önderi Haydar Aliyev bilinmektedir. 
Haydar Aliyev iktidarı döneminde ilişkilerin özellikle askeri boyutu bir
süre ihtiyatlı biçimde sürdürülerek süreklilik arz etmiş ve bu gün gelinen
noktada askeri işbirliğini de öngören anlaşmaların imzalanmasına kadar
varmıştır. Türk askeri yetkilileri giderek daha fazla oranda Azerbaycan
ordusunun oluşumu sürecinde yer almakta, Türkiye’nin Azerbaycan’la askeri
işbirliği ve dayanışması her yıl artmaktadır. Türkiye, Azerbaycan’ın yeni siyasal
sisteme geçiş sürecinde gerekli olan uzmanların yetiştirilmesi için öğrenci
kontenjanları ayırmaktadır. Varılan noktada Azerbaycan-Türkiye stratejik
 
ortaklığının realiteye dönüşmesi sağlanmıştır. Bunun işaretleri Aliyev’in ciddi
sağlık sorunları yaşadığı dönemlerde de görülmüştür. Aliyev sağlığını öncelikle
Türk doktorlarına emanet etmiş 21 Nisan 2003 tarihinden itibaren aralıklı
tarihlerde GATA’da tedavi görmüş ve 6 Ağustos 2003’te ise tedavi amacı ile
ABD’ye  götürülmüştür. Azerbaycan'ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev
Amerika'da 4.5 aydır tedavi gördüğü Cleveland Kliniği'nde 12 Aralık 2003
yılında TSİ 17: 00'da hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aliyev döneminde Türkiye
ile izlenen siyasetin ve ilişkilerin günümüzde Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın
İlham Aliyev tarafından daha güçlü hale getirilmiş olduğu görülmektedir.
27 Eylül 2020 yılında Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan
topraklarına saldırması üzerine 2-ci Karabağ savaşı başladı. Azerbaycan ordusu
savaşın ilk günlerinden Ermenistan ordusuna güçlü darbeler vurarak ağır
kayıplar verdirdi. İşğal altındakı toprakları kurtarmaya başladı. Ordusu ağır
husumete uğrayan Ermenistan Rusya`nın aracılığı ile savaşta yenildiyini kabul
ederek 10 Kasım 2020 yılında barış anlaşması imzalamğa mecbur bırakıldı.
Azerbaycan işğal altındakı topraklarını 27 yıl süren işğalın ardından kurtarma
başarısı gösterdi. Ali Baş Komutan İlham Aliyev`in liderliği ve Azerbaycan
ordusunun olağanüstü kahramanlığı savaşın kazanılmasını sağladı. Şuşa kentinin
azad edildiyi gün 8 Kasım 2020 yılında babası Ulu Önder Haydar Aliyev`in
mezarı ve şehitliği ziyaret eden Ali Baş Komutan Azerbaycan Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev şehitlikten ulusa sesleniş konuşması yaparak baba
vasiyyetini yerine getirdiğini söyledi.
Azerbaycan`ın 2783 şehit Vatan savaşı adlandırılan bu savaş 44 gün
sürdü. Savaş döneminde Türkiye halkı ve hükumeti siyasi ve manevi desteği ile
her an Azerbaycan`ın yanında oldu. Türkiye`nin savaş boyunca izlediyi siyasi
tutum ve diplomatik tavır iki kardeş ülke araslndakı güven ve ilişki bağlarının ne
kadar sıkı olduğunu bir daha kanıtladı. Azerbaycan savaştakı zaferini kutlamak
amacı ile 10 Aralık 2020 yılında Bakü`de askeri tören düzenledi. Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devlet yetkilileri
Azerbaycan şehitlerinin anısına saygı ifadesi olarak 2783 askerle törene
katılarak önemli güne büyük katkı sağladılar.
Türk halkının da çok sevdiği Haydar Aliyev’in gerek ülkesi ve gerekse de
Türkiye ile olan ilişkileri konusundaki başarılı çalışmaları bu satırlara
sığmayacak kadar önemli ve büyüktür. Vefatının 17. Yılında ulu önder Haydar
Aliyev`i saygı, rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.
                                                                         Dr. Afqan Valiyev
Azerbaycan Sosial Tatkikatlar Merkezi Baş Danışmanı
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
pub-1785681847249596 2497439732