SİMİ ADASI’NIN PİCCOLA DA VİNCİSİ

Hayal gücüyle betimleyip, el emeğiyle nokta nokta, piksel piksel oluşturduğu eserleriyle deriye can veriyor..

Sanat Yayın: 08 Nisan 2021 - Perşembe - Güncelleme: 08.04.2021 13:52:13
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Takip EtGoogle News
Ege Denizi ile Akdeniz’in buluştuğu bölgede adını Yunan mitolojisinde ‘Deniz Tanrısı’ Poseidon’un eşi
su perisi Nymph Syme’den alan, Venedikliler’den kalma kartpostal güzelliğindeki neo-klasik
mimarideki yüzlerce yıllık renkli evleriyle hayranlık uyandıran, Türk yat ve yelkencilerinin de sıkça
ziyaret ettiği Simi Adası’nda, deri pirografi sanatçısı Takis Psarros, ateşle deriyi sanatla buluşturuyor.
Sıradışı sanatçı Psarros (62), atölyesinde iğne uçlu aletlerle deri yüzeyine nokta nokta, piksel
piksel ısı uygulayarak tablodan çantaya, kemerden cüzdana kadar çeşitli seçkin tasarımlara imza
atıyor. Hayal gücü ve el becerisini konuşturduğu tasarımlarına, sabır ve özveriyle hayat verirken, farklı
bir perspektif arayan bu sanatın meraklılarına ince zevkler sunuyor. Mesleğini çok seven usta sanatçı,
bugüne dek atölyesinde doğa manzaraları, mitolojik tablolar, aralarında Johnny Depp, Brad Pitt,
Michael Jackson, Elvis Presley gibi dünyaca ünlü sanatçıların portreleri ve hayvan figürleri gibi farklı
çalışmalara el emeğiyle can veriyor. Bunlardan biri de 16. yüzyıl sanatçısı Nicolas Posen’in Yunan
mitolojisinden Poseidon ve Amphitrite eserini, 5,5 metrekarelik tek parça sığır derisi üzerine
milyonlarca noktayı yakarak yaklaşık iki yılda tamamladığı tablosu.
BENİ GÖRMEYE SİMİ’YE GELİN
Venedikliler’den kalma kartpostal güzelliğindeki neo-klasik mimarideki yüzlerce yıllık renkli iki katlı
evleriyle hayranlık uyandıran Simi adasına gelen turistlerce deri pirografi sanatçısı Takis Psarros’un
ünü ada sınırlarını aşarak dünyaya yayıldı. Dünyanın birçok yerinden sanat galerileri sıradışı sanatçıyı
sergi açması için davet ederken, Psarros, sloganı ‘beni ve eserlerimi görmeye Simi adasına’ gelin
diyerek bu teklifleri geri çevirip, aynı zamanda adasına bağlılığını ortaya koyuyor.
TOM HANKS’DAN TÜRKAN ŞORAY’A KADAR BİRÇOK ÜNLÜ MÜŞTERİSİ VAR
Adaya yatlarıyla giden birçok Türk turist de Takis Psarros’un atölyesinin de yer aldığı galerisinde
çalışmalarını izleyip, duvarlarını süsleyen etkileyici eserlerine ve sanatına hayran olup, atölyesinin
hemen yanındaki deri ürünleri sattığı mağazasının da müşterisi aynı zamanda. Aralarında ünlü TV
programcısı ve sanatçı Ayhan Sicimoğlu, ünlü sanatçılar Türkan Şoray, Hülya Avşar, Mustafa Sandal,
Beyazıd Öztürk, Ercan Saatçi, İlker İnanoğlu, Emre Altuğ, Çağla Şikel, Nehir Erdoğan, Türk basın
tarihinin duayen isimlerinden 2013 yılında yitirdiğimiz gazeteci yazar, televizyoncu Mehmet Ali Birand
da Psarros’un el emeğiyle yaptığı çalışmalarının müşterisi. Ayrıca dünyaca ünlü sanatçılar Tom Hanks
ve Ornella Mutti de Psarros’un müşterileri arasında.
DERİ PİROGRAFİSİNDE HİÇBİR HATA AFFEDİLMEZ 
İstenilen figürleri deriye ateşle nokta nokta hafif dokunuşlarla yakarak çizen usta pirografi sanatçısı
Takis Psarros, 57 yıldır mesleğini severek yaptığını belirterek, bu işe nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Sanat hayatıma çok küçük yaşlarda, henüz 5 yaşındayken başladım. İlk sanat sergimi 14 yaşında kağıt
üzerine 0,5 mm’lik rapidograf çizim cihazı ile noktasal işlemeyle yaptığım çalışmalarımla açtım. 17
yaşında çeşitli deri eşyalar yapan küçük bir atölyem vardı. Bu atölyem kısa zaman içinde büyük bir
ihracat fabrikası haline geldi. Amerika dahil birçok ülkeye ihracat yaptım. Banana Republik gibi çok
büyük markalarla çalıştım. Aynı zamanda sanatsal çalışmalarıma da devam ettim. Yaklaşık 50 sanat
sergisi açtım. 24 yaşıma geldiğimde kağıt üzerinde yaptığım sanat çalışmalarıma deri üzerine yaptığım
pirografik çalışmalarla devam ettim. Perigrofi, yalnızca ustalık gerektiren bir iş değil; sanatçı ruhuna
da sahip olunması gerekir. Deri pirografisinde hiçbir hata affedilmez. Kapatamazsınız,
düzeltemezsiniz. Deriyle ilgili çok şey bilmek zorundasınız, işiniz mükemmel olmalı. Bu nedenle
pirografi çalışmalarıma başlamadan önce, her proje üzerinde kafamda uzun süre
düşünüyorum. Görüntüyü, renk geçişlerini (elin uyguladığı güce bağlı olarak noktalar açık
veya koyu renkler) ve yalnızca her ayrıntıdan emin olduğumda piksel piksel, nokta nokta
çalışmalarıma başlıyorum. Deride milyonlarca noktayı yakarak, saatlerce süren bir çalışmam
 
sonrası ise çizimlerim deride hayat buluyor. Yunan mitolojisiyle ilgili Nicolas Posen, Leonardo Da
Vinci gibi 16. yüzyıl ressamlarının dışında başka sanatçıların ne yaptığına asla bakmam. Bu yüzden
sanatçılar da dahil birçok insan bana ‘Piccolo Da Vinci’ diyor. Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş
sanatımı özellikle gençlere öğretmek istiyorum. Bugüne dek yüzlerce çocuk denedi, içlerinden 12
yaşındaki bir Türk kızı oldukça başarılı oldu. Elbette ki sanatçı olunmaz, doğulur. Umuyorum bir gün
yetiştirebileceğim, bu sanata gönül verenler mutlaka olacaktır.”
KALBİM DOSTLARIMLA ZENGİN
Bugüne dek dünyanın birçok ülkesinden, kıtasından gelen turistlerin galerisini ziyaret ettiğini, hep
olumlu ve güzel yorumlar aldığını vurgulayan pirografi sanatçısı Takis Psarros, “Bu olumlu yorumlar
beni hep motive etti, şevk verdi ve işimi daha keyifle yapmamı sağladı. Birçok galeri sahibi işimi başka
ülkelerde sergilememi istedi. Onlara cevabım her zaman şu sloganımla cevap verdim; “Hayır, dünya
beni görmeye Symi'ye gelebilir’, ‘Symi'ye gel, gör beni”. Bunu da yapıyorlar. Sırf çalışmalarımı görmek
ve satın almak için dünyanın çeşitli ülkelerinden ziyaretçiler geliyor. Böylece sadece benim eserlerim
için gelenler, yaşadığım adayı da gezip görmüş, burada konaklamış, yemek yemiş, alışveriş yapmış
oluyorlar. Biliyorum Symi adasında olmasaydım, bu teklifleri geri çevirmeseydim çok zengin olurdum.
Ancak burada huzuru ve yaratım sürecini besleyen fikirleri bir arada bulabiliyorum. Şimdi belki
madden çok zengin değilim ama manen çok zenginim. Dünyanın birçok yerindeki tanıdıklarım ve
dostlarımla kalbim çok zengin, benim için de en önemlisi bu.” diye konuştu.
TURİZM SEZONUNDAN UMUTSUZUM
Deri pirografi sanatçısı Takis Psarros son olarak pandemi ve turizm sezonuyla ilgili de şu
değerlendirmede bulundu:
“Adamız kendine has mimarisi, temiz koyları, deniz ürünleri çeşitliliği, güler yüzlü ve misafirperver
esnafıyla, yöresel lezzetleri ve mağaza çeşitliliğiyle turistlerin en çok rağbet ettikleri
destinasyonlardan biri. Türkiye’ye yakınlığı nedeniyle yatlarıyla adamıza gelen çok sayıda Türk turist
ağırlıyoruz. Türkler alışverişte oldukça bonkör. Dünyanın birçok ülkesinden gelen turistler burada çok
keyifli zaman geçiriyorlar. Geçtiğimiz sezonu pandemi nedeniyle kötü kapattık. Bu yıl da sezonun iyi
olacağını düşünmüyorum. Pandeminin bir an önce bitmesini ve yine adamızın turistlerle cıvıl cıvıl
olmasını diliyorum. Türk turistleri de dünyanın diğer ülkelerinden gelen turistleri de özledik. En büyük
sorun sadece covid 19 değil, çok zor bir ekonomik durum ve çok fazla işsizlik var. Çünkü covid
yüzünden birçok fabrika ve dükkan kapanıyor. Kişisel olarak tek çözümün tüm hükümetlerin orta ve
alt sınıf nüfusa ekonomik olarak yardım etmeleri olduğunu düşünüyorum. Aşının küçük adalar da
dahil olmak üzere Yunanistan genelinde iyi gittiğine inanıyorum.”
Fulya OMAÇ / İZMİR
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

pub-1785681847249596 2497439732