EĞSAD SANATÇILARIN SORUNLARINI TARTIŞTI SANATÇILAR KURTULUŞ YOLU ARIYOR

Topluma mal olmuş sanatçılarla, içinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerde, “salgında sanatçılar” konulu toplantısı düzenledi.

Sanat Yayın: 25 Ocak 2021 - Pazartesi - Güncelleme: 25.01.2021 19:30:24
Editör -
Okuma Süresi: 15 dk.
Google News

Eğitimci Sanatçılar Derneği, İnsani Finans Uzmanı- Eğitmen Gülru Sezginer ve Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma Geliştirme Kültür ve Yayma Derneği’nin katkılarıyla 21 Ocak 2021 Perşembe günü, “SALGINDA SANATÇILAR” konulu toplantı düzenledi.  Online yapılan toplantıya yazarlar, şairler, tiyatro oyuncuları, müzisyenler, ressamlar, gazete yazarları yanı sıra İngiltere’den psikolog yazarlar katıldı.

Dernek başkanı Mehmet Dağıstanlı: Biz, ‘Sanatsız toplum savaşan toplumdur’ ilkesiyle hareket ediyoruz. Türkiye’nin aydınlanmasında akıl, bilim, üretim ve sanatın ön planda olmasına inanıyoruz. Derneğimiz, 2016 yılında yazar, şair, tiyatro, sinema oyuncuları, müzisyen, ressam, heykeltıraşlar tarafından kuruldu. Asıl amacımız, “EĞİTİM VE SANAT YOLUYLA AYDINLANMA” dır. Bu ülkünün gerçekleşmesi için de, “EĞİTİM KÜLTÜR ve SANAT EVİ” açmayı hedefliyoruz. Ancak hem kendi üyelerimizin hem de bütün sanatçıların her türlü haklarını da savunmak, topluma anlatmak istiyoruz, dedi. Daha sonra rahmetli olan müzisyen Onno Tunç’un ‘Yoksul yaşayıp, öldükten sonra şöhret ve para kazanan sanatçı olmak istemem!’ sözünü hatırlattı. Sanatçılar yaşarken   onurlandırılmalı, üreten sanatçılarla sanatçı adını kullananlara dikkat edilmesi gerektiğini; Anayasa’nın 64. Maddesinin, ‘Devlet sanatçısını korur, korumak için tedbir alır, maddesini hatırlattı ve ayrıca devletin sanatçılar için hazırladığı 320 milyon TL’nin sanatçılara, bu günlerde dağıtması gerektiğini, ne yazık ki bunların olmadığını, ülkemizde sanatçıların ve tüm vatandaşların, Vatandaşlık Temel Geliri’nin olmasını arzu ettiklerini belirterek sözü diğer konuklara bıraktı.

Yazar İbrahim Arısoy, sanatçıların  sorunlarına ve çözüm öneriler değindi. Özetle şöyle dedi:

Salgında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de çoğu sektörler durdu. Kültür sanat bunların başında geliyor. Galeriler, müzeler, sanatçılar, sanat yazarları ve küratörler bu ani durumdan büyük oranda etkilendiler. Normal akışın ne zaman devam etmeye başlayacağı henüz kestirilemiyor

ABD’ de toplanan verilere göre ülkedeki sanatçıların %95 ‘inin geliri azalmış, %62 ‘ sinin hiçbir geliri yok, % 66’ sı ise yaratıcı işler için ihtiyaç duyduğu malzeme, kaynak ve mekâna erişemiyor.

Sürekli olarak sahnede olan insanlar sahneye çıkamamanın ekonomik ve psikolojik sonuçlarını yaşıyorlar.

Tiyatrolarda; oyuncular, teknik ekip elamanları ve yöneticiler genellikle güvencesiz çalışıyorlar. 65 yaş üstüne konulan yasaklardan dolayı bazı oyuncular aktif olamıyor. Günü birlik çalışan, çalıştıklarını kanıtlamayan çalışanlarımız var. Bu alanda çalışanlar oyuncu sete gittiği gün için sigorta ediliyor,  sosyal güvence için 4A üzerinden işçi gibi sigorta yaptırılmalıdır. Yoksa dansçılar, ses sanatçıları, opera oyuncuları işsizlik maaşına başvuramıyorlar. Kültür Bakanlığı’nın 320 milyon liraya ulaşmış olan özel kopyalama harçlarından, zaten bu sanatçıların hakkıdır, bireysel sanatçılara destek verilmeli. İşletmelerde oyuncu ve yevmiyeci olarak çalışanlar çok mağdur. İlçe ve büyük şehir belediye başkanları bir araya gelerek bu insanları geçici olarak bir yıl süreli çalıştırmalıdır.

Belediyeler konserler cirolarında,  KDV düşüldükten sonra,  % 8 lik rüsum alıyor, yine müzik belgesinden alınan ücretler var. Bu gelirlerden sanatçılara bir ödenek ayrılmalıdır.

Oyunculara İş Kanunu'na aykırı şekilde "serbest meslek" mensubu gibi davranılıp o şekilde makbuz kesildiği için çoğu işverenleri tarafından sigortalanmıyor. Oyuncular sadece sete gittiği gün sigortası aktive ediliyor. Dolayısıyla şu anda işsiz olan sektör çalışanları işsizlik maaşı ve geçici çalışma ödeneğinden yararlanamıyorlar. MUYAP Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Fonda,  “Sanatçıların tek çaresi kendi içinde örgütlenmesi ve dayanışması, mevcut koşullara göre çözümler üretmesi gerekir. Bu da yapımcılardan yorumculara, satış platformlarından meslek örgütlerine uzanan bir örgütlenme gerekli. Yani sektör örgütlenmeli.” demektedir

 

Dernek başkanı Dağıstanlı, yazar Kâzım Saymalı’nın görüşlerini almak istedi. Saymalı bu konuda kısaca şunları söyledi:                           

 Sanatçılarımızın ve sanatımızın karşılaştığı sorunlar, genelde bir eğitim ve kültür sorunudur.  Ülkemizde sanat eğitimine yeteri kadar değer verildiği söylenemez. “Günümüzde sanat eğitimin en önemli sorunu, en az matematik eğitimi kadar önemli olduğunu anlayabilme sorunudur.” Sanat eğitimi, bireyi özgürleştirir ve bireye görmeyi, işitmeyi, dokunmayı, tat almayı, kişiye, kendini ve başkalarını anlamayı sağlar. Sanat eğitimi, bireylerin yaratıcı yeteneğini geliştirir. Çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak, yaratıcı düşüncenin geliştirilmesine bağlıdır.                       

        Atatürk diyor ki:

Resim yapmayan, heykel yapmayan, güzel sanatları anlamayan bir ulusun noksanları var demektir. Böyle bir ulusun ilerleme yolunda yeri yoktur.’

 Sanat, çoğu kez, geniş harcamaları gerektiren bir uğraştır. Sanat eseri de değeri karşılığında sahip olunabilecek bir üründür. Bu nedenle toplumun refah düzeyi, bireylerin parasal güçleri de sanatın gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Kendini zar zor geçindiren geniş kesimin güzel sanatları desteklemesi düşünülemez. Böyle durumlarda devletin, güzel sanatları, sanatçıları desteklemesi ve koruması kaçınılmazdır.

Şair, yazar Dr. Sakin Öner de görüşlerini şöyle açıkladı:

Koranavirüs salgını sürecinde sanatçıların sorunları çok boyutludur. Sosyolojik boyutu var; sanatla toplum arasına mesafe girdi. Psikolojik boyutu var; sanatçılar sanatlarını icra edemedikleri, ürünlerini toplumla paylaşamadıkları için mutsuz, huzursuz ve psikolojik bağışıklıkları bozuktur. Sanatsal boyutu var; şair, yazar, ressam,  bestekarlar üretime devam etmişlerdir. Ama besteleri yorumlayan sanatçılar, tiyatro oyuncuları, saz sanatçıları işlerini icra edemedikleri için mutsuzdurlar. Ekonomik boyutu var; bu süreçte birikimi ve yatırımı olan sanatçılar dışında kalan kayıtdışı çalışan sosyal güvencesi olmayan sanatçılar mağdur oldular. Devletin bu sanatçılara Pandemi süresince aylık asgari ücretten az olmamak üzere hibe olarak katkıda bulunulmalıdır. Sanatı ve sanatçısı olmayan toplumun, ruhu yok demektir.

 

İnsani Finans Uzmanı, gazete yazarı Gülru Sezginer ise düşüncelerini kısaca açıkladı:

Salgın sürecinde, %95 oranında geliri azalan ve de %65 oranında kaynaklara ulaşamayan bir sanatçı  kitlesi ile karşı karşıyayız. Durum oldukça vahim! Ancak çözümü devletten beklemek yerine,  başta sanat çalışanları olmak üzere hepimize düşen görevler var. Bugünkü Eğitimci Sanatçılar Derneği ev sahipliği ve Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma ve Yaygınlaştırma Derneğinin tam bir sivil toplum dayanışması örneği olarak gerçekleşen bu etkinliğe katılarak, ”Sanat eğitimi insanı özgürleştirir,” diyen hocamız Kazım Saymalı, “Bencilliği bir kenara bırakmalıyız,” diyen Özlem Akşit hocamız gibi ben de önce çuvaldızı kendimize batırmamız gerektiğine inanıyorum. Nitelikli Eğitim sürdürülebilir kalkınmanın 4 numaralı ve sosyal finansta yol aldığım dönemeçte en çok ilgi çeken hedeflerinden biri oldu. Çok kıymetli EĞSAD eğitimci Sanatçılar Derneği ile yaptığımız tüm çalışma ve çabalar son derece fayda sağlamaktadır. Ama yine söylüyorum. Sanatçı dostlarımız kazanılmış haklarının neler olduğunu bilseler, önyargıları bir tarafa bırakarak Vatandaşlık Temel Geliri Felsefesinin ne olduğunu anlayarak içselleştirebilirlerse, hem kendileri hem de ülkemiz adına son derece başarılı adımlar atmış olacaklardır.

Kadın yazarlar adına Özlem Akşit düşüncelerini şöyle açıkladı:

 Bir yazar olarak yayınevlerinin zorluklarını şu şekilde gözlemlemekteyim; Kağıt fiyatlarının astronomik düzeyde artması, yayınevlerinin kısıtlı yayınlar yapmasına, yazarlardan alınan dosya masraflarının yükselmesine ve e kitap sistemine geçiş yapmalarına neden oldu. Kapanan yayınevleri var. Kitabevleri kapandığı için internet üzerinden satış sistemini geliştirebilenler, yeni bazı çekici çözümler de sunmaya çalışmaktadır. Internet üzerinden yazar söyleşileri sesli kitap vb. Bu dönemde meslek birliklerinin her türlü şekilde birbiriyle koordinasyon içinde olması ve dayanışması gerekiyor. Yazarların, bu meslek birliği içinde eserlerinden diğer üyelerin bile haberi yok. Bir takım internet söyleşileri ile önce birbirlerine eser aktarımı yapmaları, sonra YouTube gibi kanallarda bu paylaşımların yapılması, eserleri başkalarıyla da paylaşmaları, hatta yazar bir arkadaşın kitaplarının belli bir noktada bulunabilir olmasına destek olmaları ve tavsiye etmeleri dayanışmaya ve yayılmasına fayda sağlayacaktır.

 

Dernek yönetim kurulu üyesi ve yayıncı Osman Ünal de söz alarak görüşlerini şöyle açıkladı:                       

Bulaş döneminde her kesim gerek üretim anlamında, gerekse ürettiklerini pazarlama anlamında pek çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldı. Sanat ve sanatçı da bu ortamda payına düşeni yaşadı, yaşıyor. Devleti yönetenler üzülerek belirtmeliyim ki sanatçılara yaşamlarını ve üretimlerini sürdürmede yeterli desteği vermedi, veremedi. Bir ulusun sanatında ve sanatçısında şu taraflısı, bu taraflısı olmaz, olmamalıdır da. Gerçek anlamda bu desteği verecek siyasi irade ortaya konulmadığı sürece sanatçılar ister örgütlü olsun, ister olmasın bu katkıyı almasının çok zor olduğu ortadadır; çünkü sanat ve sanatçıya sahip çıkmak aklın, bilimin ve uygar olmanın bir gereğidir.

Yöneten siyasi irade bu anlayışı ortaya koyduğu sürece sanat ve sanatçı daha çok üretir, toplum aydınlık yarınlara ulaşır. Aksini düşünmek yıkımdır ve hüsrandır.

Mehmet Öğretmenim ve katkı sunan Ali Mutlu Köylüoğlu Bey'e teşekkür ediyorum.

 

Yazar ve dernek üyesi Abdurrahman Yüksel ise kısaca, Anayasa’nın 64. Maddesinin yansız bir şekilde işletilmesini, basılı eserlerden KDV’nin kaldırılmasını; Kültür Bakanlığının imkanlarından, alanı ne olursa olsun tüm sanatçıların ‘eşit’ biçimde yararlandırılmasını, kayırmanın terk edilmesini; belediyelerin, sendikaların, bankaların sanatçılara destek vermesini; sanatçının, devletin ve tekelci güçlerin inayetine muhtaç olmaması gerektiğini, ”Kazan kazandır” felsefesinin, bir an önce bırakılmasını, zor durumda olan sanatçılara ‘maddi’ yardım yapılması gerektiğini, belirtti.

Sanat organizasyonları, sanatçılara danışmanlık, menejerlik yapan Ebru Görgülü ise salgınla birlikte, sektörün tamamen kapanması nedeniyle işsiz kaldığını, kırk yaşlarında olduğunu, bakmakla sorumlu ailesinin olduğunu, devletin verdiği 1 milyon yardımı almak için müracaat ettiğinde, annesinin ve babasının hayatta olduğundan yararlanamayacağını, bu durumu CİMER’e bildirdiğini ve şu anda hiçbir gelirinin olmadan yaşamaya devam etmeye çalıştığını, belirtti. 

Tiyatro PAS kurucusu, oyuncu Batıkan Avcı da, Sahne sanatçısı sanatını sahnede icra eder. Tiyatro sanatı tüm sanatları içinde barındırdığı için sanatların anası diye adlandırılır. Uluslararası mecrada en yıpratıcı ve yorucu 2. Meslek olarak sıralamada yerini almıştır. Sahne sanatını doğru icra edebilmek için süreklilik gerekir. Ancak 11 aydır tüm sahne sanatları faaliyet gösteremiyor. Tabi ki parasal sorunlar var ancak en büyük sorun sahne sanatçısının sahnede var olamayışı. Sahneye çıkmaz ise ruhen çöküntü yaşar. İvedilikle yerel ve merkezi yönetimlerim bu soruna çözüm getirmeleri ve sahne sanatçılarını ruhsal çöküntüden kurtarmaları gerekir. Özellikle salgın hastalık nedeniyle tüm yerel yönetimlerim, merkezi yönetimden de destek alarak, kendi ilçelerindeki sanatçılara 11 aydır kullanılmayan kültür sanat ödeneğinden, hatta sosyal yardım fonlarından yardım yapmaları ve bunu hızlı bir şekilde, herhangi bir şart ya da prosedür öne sürmeden, karşılıksız hibe şeklinde yapmaları gerekmektedir.

 

Son olarak da sanatçılara ve tüm insanlara yeni kapılar açmaya çalışan, Vatandaşlık Temel Geliri Derneği başkanı Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu söz aldı:

Köylüoğlu özetle şöyle seslendi:

Değerli arkadaşlar, içinde bulunduğumuz pandemi ortamında, vatandaşlarımızın birçoğu, özellikle iş güvencesi olmayanlar, günü birlik çalışıp, günübirlik kazanarak hayatını idame ettirmeye çalışanlar ve ağırlıklı olarak kayıt dışı çalışmakta olanlar ciddi problemler yaşamakta; hele hele örgütlü yapıları da yok ise, seslerini duyuramamaktalar.

Bu durumu sadece pandemiye bağlamamız da doğru değil aslında. Çok görünür bir şekilde, teknolojik gelişmeler, otomasyon, robotlar, hatta otonom sistemler ile bağlantılı olarak, zaten ‘Kitlesel İşsizlik’, ‘Kitlesel İşlevsizlik’ ve akabinde de ‘Kitlesel olarak Hayatı İdame Ettirememe’ problemi hızla yaklaşıyordu. Pandemi ise, sadece süreci çok çok daha hızlandırdı.

Gelinen noktada, söz konusu problemler toplumun her kesimi etkilemekte, kitleleri düşünmeye sevk etmekte ve ‘Nasıl çözüm bulacağız?’ sorusu zihinleri meşgul etmektedir.

Konunun değerli sanatçılarımız ile ilgili boyutu da çok önemli ve tedirgin edici. Kısa bir teknik analiz yapınca, hemen tahmin edilebileceği üzere; hem ‘İş Güvencesi’, hem ‘İş Sürekliliği’, hem de ‘Sosyal Güvence Kapsamında Olmak’ bakış açılarından, zaten son derece kırılgan durumdaydılar. Bir de sanatsal çalışmaların değerinin yeterince bilinmemesi de konunun bir başka olumsuz boyutu. Bu çerçevede, değerli sanatçılarımız bu süreçten maalesef çok ciddi şekilde etkilendiler.  Çok büyük bir kısmı sanatlarını icra edemiyor ve ciddi ekonomik problemler yaşıyorlar. Mutlaka çözüm cephesinde bir şeyler yapılması ve bu sıkıntılı süreci atlatmaları sağlanmalıdır.

Bu noktada; ‘Tüm vatandaşlarımıza, her bir bireye, herhangi bir sınırlama, ayrım veya şart olmaksızın, temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği miktardaki parasal büyüklüğün, koşulsuz bir şekilde ve başkaca gelirlerinden bağımsız olarak, Devletimiz tarafından, bir anayasal hak olarak, düzenli bir şekilde, ömür boyu ödenmesi’ şeklinde tanımladığımız ‘Vatandaşlık Temel Geliri’ (VTG) konusunu çok önemsiyoruz.

Değerli sanatçılarımızın da VTG konusunu gündemlerine almalarını, vatandaşlarımız, ülkemiz ve ülkemiz ekonomisi anlamında yapacağı olumlu katkıları düşünmelerini ve kamuoyunda VTG yönünde bir talep oluşması için destek vermelerini bekliyoruz. Açıkçası, değerli sanatçılarımızın, sanatçı kimlikleri ve kitleleri etkileyebilme kabiliyetleriyle, VTG konusunun tartışılmasına destek verecek sanatsal katkıları çok değerli olacaktır.

Tüm vatandaşlarımızın onurlu bir şekilde hayatlarını idame ettirebilecekleri bir ortama en kısa sürede kavuşabilmemiz ümidiyle…

 

Mehmet Dağıstanlı

Eğitimci- Yazar

Eğitimci Sanatçılar Derneği Başkanı

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
pub-1785681847249596 2497439732