Haber bülteni kapak resmi Tıkanma Noktası: Ekonomide Nas Hikayesi
Sene 2021, Aralık ayı. Ekonomide bir “Nas” döneminin perdesi aralanıyor. Merkez Bankası’nın piyasalara ardı ardına yaptığı müdahaleler, döviz kurunda ateşi düşürecek diye beklenirken, tam aksine kıvılcımlar çoğalıyor.
Bir inat, bir yanlışın bedelini ekonomimiz milyarlarca dolarla ödüyor. Ama ne yazık ki bu bedelin tam miktarını hâlâ bilmiyoruz.
Hatırlayalım. O dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, piyasa aktörlerini toplayıp “bize güvenin” derken dahi, piyasaların “ateşi” daha da yükseliyordu. Kamuoyuna verilen “faizler düşmeyecek” mesajları, “dış müdahale yok” iddiaları ya da rezervlerimizin salgında kullanıldığına dair açıklamalar... Hiçbiri çözüm olmadı. Kur krizinin etkileri, çaresizlikle görmezden gelinirken; Sn. Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası ve kamu bankaları yöneticileriyle birlikte çözüm arayışına devam ediyordu.
Sonunda ortaya çıkan proje: Kur Korumalı Mevduat (KKM). Asrın doğa felaketinin yaşandığı 2023 yılında bile, “asrın ekonomik felaketi” unvanını hak eden bu politika, ekonomik dengeleri daha da altüst etti.
Faizlere dair “Nas” çıkışı inanca dayalı bir tez olabilir, ancak şu gerçek unutulmamalıdır: Faizsiz bir düzen, pozitif ya da negatif faiz oranlarının ötesinde, sistemin tamamen yeniden yapılandırılmasıyla mümkün olabilir. Ancak ne yazık ki bugün, finans dünyasındaki uygulamalar sadece inancı yasal çerçevelerle şekillendirip çıkar düzenini devam ettiriyor.
İşin bir de ahlaki boyutuna bakalım. Bugün, sanal kumar ve yasal bahis oyunları neredeyse her haneye bir tık uzakta. Gençlerimizin umutları, bu sistemin bir parçası olarak karın ve kazancın girdabında kayboluyor. Dahası, bu yıl İlk kez kumar bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığının önüne geçti. Genel Başkanımız Ali Babacan’ın “Şayet bir menfaat ilişkisi yoksa, bu gece yarısı bu yasa dışı işlerin fişini çekin” çağrısına karşılık, neden bu sorunun önüne geçilmediği sorusu hâlâ cevap bekliyor.
Bir diziden alıntı yapmak yerinde olacak. “Payitaht Abdülhamit” dizisinin etkileyici bir sahnesinde, İzzet Paşa’nın çaresizlikle kabul ettiği altınları uzatan Karasso’nun şu sözü unutulmaz: “Bu dakikadan sonra siz de bambaşka birisiniz, Paşa.” Bugün özeleştiriyi kabullenmeyen, içimizdeki “bambaşka” hale gelen yapılarla hesaplaşmayan siyaset mekanizması, öze dönüşün şuuru ile hareket edemez.
İşte bu sebeplerde 2025 bütçesinin son gününde kürsü konuşma hakkımı bu meseleye ayırdım ve iktidar sıralarına seslendim; Göz yumulmamalı. Ne yasal bahsin ne de spekülatif piyasaların toplumu yozlaştıran etkilerine. Bu meselelerin vebalini, siyaset sahnesinde bulunan herkes hissetmeli. Kumarda kaybolan gençlik, yıkılan aileler ve göz göre intiharlara yol açan külkü bir sistemdeki payını bu iktidar derinden sorgulamalı, sorgulayan yoksa da hesabı tarafımızca sorulmalı!