GURMEPEDİA ile yeni doğrular

“Birisi için besin olan bir şey, diğeri için zehir olabilir.” Mutfağa dair her şeyin alternatif rehberi; Onlarca şahane kültürden etkilenerek, yüzlerce yıllık bir birikimle ortaya çıkan Türk mutfağı dünyanın sayılı mutfakları arasında yer alıyor.

Yaşam Yayın: 14 Aralık 2021 - Salı - Güncelleme: 14.12.2021 23:58:43
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News
Onlarca şahane kültürden etkilenerek, yüzlerce yıllık bir birikimle ortaya çıkan Türk
mutfağı dünyanın sayılı mutfakları arasında yer alıyor. 
Zeytinyağlı, etli, tavuklu
yemekleriyle, kızartmalarıyla, baklava, börek-çörek gibi unlu ürünleriyle, deniz
mahsulleriyle oldukça zengin bir mutfak kültürüne sahip Türk mutfağı lezzetleriyle
damakları, sunumlarıyla da gözleri şenlendiriyor. Osmanlı’dan bu yana Türk kültüründe
önemli bir yere sahip olan mutfak, doğru pişirme teknikleri uygulandığında, kullanılan
malzemeler iyi tanındığında, alternatifler bilindiği sürece adeta gerçek bir meditasyon.
Pişirme ve hazırlık ritüelleri ile farklı lezzetleri dostlarla paylaşma keyfi ise bu
meditasyonu taçlandıran faktörler. Ancak günümüzde sanayileşmenin de etkisiyle
genetiği değiştirilmiş ürünlerin sofralara gelmesi alerji ve intoleransı artırdığından bu
meditasyon, keyiften çıkıp hastalık haline de dönüşebiliyor. Bazen yediklerimiz, bazen de
yemediklerimiz bizleri iyileştiriyor..
Bir 1 kişi, ayakta ve iç mekan görseli olabilir
Besin alerjisi ilk kez 2000 yıl önce inek sütüne karşı ortaya çıkmış
Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan alerji, insan var olduğundan bu yana var olmuş.
Besinlere bağlı ilk beklenmeyen reaksiyon 2000 yıl önce inek sütüne karşı ortaya çıkmış
ve Hipokrat tarafından tanımlanmış. Yunan ve Roma literatürlerinde gıdaların olumsuz
reaksiyonları üzerine bilgiler mevcut olmasına rağmen, klinisyenler tarafından bu konu ile
ilgili çalışmalar 19. yy başlarında yapılmış. İstatistiklere göre, dünyada en alerjik olarak
bilinen ilk sekiz gıda; süt, yumurta, buğday, soya, balık, deniz mahsulleri, ağaç
kabukluları (badem, ceviz, fındık, Brezilya cevizi, kestane, antepfıstığı, çam fıstığı,
cashew, Pikan cevizi) ve yer fıstığı. Besin alerjilerinin büyük bir oranına bu besinler yol
açıyor olsa da alerjiye neden olabilen 170’ten fazla besin söz konusu. 
Ülkemiz kişi başına 93 kg gıda israfıyla dünyada 3. sırada
Gastronomide ilklerin, mutfakta ezber bozan kitapların yazarı Beslenme Okuryazarı
Araştırmacı Gastronom Süleyman Dilsiz, gıdaların daha uzun ömürlü olmasını sağlamak
için eklenen katkı maddelerinin, hibrit yetiştirilen meyve ve sebzelerin hassas bünyeler
başta olmak üzere birçok kişide hem gıda alerjilerinin artmasına hem de gıda
intoleranslarının ortaya çıkmasına yol açtığına dikkat çekti. Günümüzde besin
endüstrisinde 3 bin civarında katkı maddesi kullanıldığını belirten yazar Süleyman Dilsiz,
“Mevsimsellik esaslı gıdaların tüketilmesi sağlıklı yaşam için oldukça önemli. Ancak tüm
gıdaların hem sağlık hem de tat için doğru saklanabilmesi de çok önemli. Doğru
saklanamadığında ya da pişirilemediğinde, porsiyon kontrolü olmadığında ülkemizin kişi
başına 93 kg gıda israfıyla dünya 3.’ncüsü olduğu israf gerçeğimiz çok can acıtıyor. Gıda
israfını pandemi döneminde daha şiddetli htik. Hepimiz küresel pandemi salgınıyla
güvenli gıdanın yaşamımızı nasıl şekillendirdiğinin farkına vardık. Gıdaların mutfakta
alternatiflerini tanımak israfı önlemek için de çok önemli. Üstelik böylece sağlıklı ve farklı
tatlar geliştirmenin de yolu. Son kitabım Gurmepedia’da doğru saklamanın her gıda için
oda sıcaklığında-buzdolabında ve derin dondurucu da nasıl saklanması gerektiğini ön
planda tuttum. Çünkü mutfağımıza giren her üç malzemenin biri çöpe gidiyor. Gıda-su-
toprak gerçekten kıtlaşacak ve iyi gıdayı mumla arar olacağız. İhtiyacımızdan fazlasını
almak, çöpe gitmesi demek. Zaten TMO’nin 2 yıl önceki raporu her yıl 600 bin ton
civarında buğdayın ekmek israfıyla çöpe gittiği ile ilgili.” diye konuştu.
Genetiği değiştirilmiş ürünlerin sofralara gelmesi alerji ve intoleransı artırdı
Vejetaryen-vegan-Karatay-paleo-ketojenik beslenme tarzlarının birçok kişinin kıyısından
uygulamaya çalıştığı beslenme modeli olduğunu vurgulayan yazar Dilsiz sözlerini şöyle
sürdürdü:
Bir 1 kişi, sakal, ayakkabı ve iç mekan görseli olabilir
Beslenme okuryazarlığının temellerinden birisi de intolerans ve alerjen okuryazarlığı.
Ancak intolerans ve alerjiyi iyi tanımak gerekiyor. İntolerans besinleri yedikten sonra
 
vücudun sindirim anında veya sonrasında verdiği kimyasal tepki. Alerji ise bağışıklık
sisteminin vücudumuza verdiği tepki. Alerjide ölümcül tepki tehlikesi bulunurken,
intoleransda bulunmaz. Artan gıda ürünleri çeşitliliğiyle, genetiği değiştirilmiş ürünlerin
sofralarımıza gelmesi alerji ve intoleransı artırdı. Vejetaryen-vegan-Karatay-paleo-
ketojenik beslenmeden oluşan temel beş diyet modelinde besinlerdeki kısıtlamaları ve
alternatiflerini bilmek çok önemli.”
İntorerans ve alerjenlerden kaçınmak için
‘Kılçıksız Balık’, ‘Taze Balıklar, Tarifsiz Tatlar’, ‘Kahvaltıya Dair Her Şey’ ve ‘Salataya Dair
Her Şey’ kitaplarının yazarı Süleyman Dilsiz geçtiğimiz Eylül ayında da raflarda yerini alan
diyetisyen, mutfak ve sağlık profesyonelleri ile mutfak sevdalısı herkesin başucu kitabı
olma iddiasındaki dördüncü kitabı Gurmepedia’da da çağımızın beslenme problemlerinden
intolerans ve alerjenlerden kaçınmak için kısıtlananlara nelerin alternatif olacağını geniş
bir şekilde anlattığını belirterek şu bilgileri verdi:
İntolerans için;
Gluten: İrmik yerine kinoa veya karabuğday(greçka), Galeta unu yerine keten tohumu,
susam, nohut unu veya haşhaş
Fruktoz: Bal yerine stevia veya eritritol, üzüm yerine çilek, bezelye yerine yabanmersini
(sınırlı miktarda)
Sorbitol: armut yerine ananas, üzüm yerine dut veya gojiberi
Laktoz: Dondurma yerine sorbe veya şerbet, yoğurt yerine süzme yoğurt (sınırlı
miktarda) bitkisel yoğurtlar
Histamin: Turşu yerine taze meyve ve sebzeler, domates yerine cennet hurması, siyah
veya yeşil çaylar yerine bitkisel çaylar
Alerjenler için:
İnek sütü: badem sütü, soya sütü vb, ekşi krema yerine tofu (sıvılaştırılmış) krem peynir
yerine humus
Yumurta: nohut suyu (aquafaba), muz, tahin, keten tohumu, yoğurt, fındık, fıstık ezmesi,
Ağaçtan toplanan yemişler: Antepfıstığı yerine kabak çekirdeği, kendir tohumu, kestane
yerine kavun çekirdeği, badem yerine yulaf ezmesi, ay çekirdeği, ceviz yerine leblebi,
susam, karpuz çekirdeği
Yerfıstığı: Fındık, leblebi, kabak çekirdeği, Yer fıstığı ezmesi için sürtülmüş haşhaş,
humus, tahin+pekmez, fıstık yağı yerine haşhaş yağı
Balık: tavuk eti, tofu,
Soya: Bakla, nohut, bezelye, soya sosu yerine Andız pekmezi+elma sirkesi+tuz
Mutfağımızı yanlış ezberler yönlendiriyor
Ezber bilgilerle mutfakta malzemeleri yanlış kullanmanın önüne geçebilmek için kaynak
bir kitap beklentisiyle GURMEPEDİA’yı 6 yıl çalışarak hazırladığını dile getiren Süleyman
Dilsiz, kitabının amacı hakkında da şunları söyledi:
“Bugün, toplumca büyük eksikliğini htiğimiz pişirmeden saklamaya, alternatif
kullanımdan, fayda ve zararlarına dair toplum temelli kaynak sıkıntısı var. Amacım bu
eksikliği gidererek, temel sağlık-beslenme okuryazarlığı altyapısını oluşturmaktı. Bunun
yanında yeni Türk mutfağının altyapısını oluşturmak adına da mutfakta kullandığımız
600’ün üzerinde malzemenin alternatiflerini ve bunların doğru saklanmasını ele aldım.
Mutfağımızı yanlış ezberler yönlendiriyor. Bu zihniyete farklı bir vizyon getirmek istedim.
Ezberlerden daha çok mutfakta kullandığımız her ürünün alternatiflerini bilmek mutfakta
yaratıcılığı teşvik ettiği gibi yeni Türk mutfağı akımının altyapısını oluşturmanın da temeli.
Çünkü günümüz beslenme eğilimleri, alerjen ve intolrans vb. kısıtlar hepimizi yeni tatlar
geliştirmeye itmeli. Gurmepedia bildik ezber tatlarımıza farklı tatlar katmak, yenilikçi
mutfağımızın inşası adına çok önemli.”
Gurmepedia mutfaklara referans kitap olma niteliğinde
Bildik ezber tatlarımıza farklı tatlar katmak, yenilikçi mutfağımızın inşası ve israf
farkındalığı ile mutfağımıza referans kitap olma niteliğindeki son kitabı Gurmepedia’nın
içeriği hakkında da bilgiler veren yazar Süleyman Dilsiz, sadece mutfağa dair her şeyin
alternatiflerini değil, yeşilliklerden baharata, yumurtadan balığa ve ete, yağdan sirkeye,
 
meyveden sebzeye ve hatta içkilerin alternatiflerini de paylaşarak, sofralarımızdaki
yabancı sosları da yerel malzemelerle yerlileştirerek Türk damak zevkine göre
uyarladığını söyledi. Dilsiz, “Örneğin soya sosu yerine “Andız pekmezi+elma sirkesi+ tuz”
ile alternatif oluşturdum. Wasabi yerine İsot acı biber ile, Marsmallow yerine ise Afyon
taze lokumu vb. değişik birçok deneysel, fuzyon mutfağa fikir verebilecek alternatifler
önerdim. Gurmepedia ayrıca mutfakta kullanılan malzemeleri tanımaktan, doğru
kullanmaya, doğru ölçü ve ısıyla pişirme tekniklerini uygulamaya, gıdaları mevsiminde
tüketmeye, besin duyarlılıklarına ve alternatiflerine, gıdaların nasıl saklanması
gerektiğine, israfa, vitamin ve minerallerin günlük tüketim miktarına, besinlerin temel
bileşenlerine, besinleri doğru eşleştirmeye kadar birçok konuyu içeriyor. ” diyerek
sözlerini noktaladı.
Fulya OMAÇ / İzmir
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.