Türk-İş Başkanı Atalay'dan "İşçileri sattı" eleştirilerine yanıt: Esas alçak onlar

Toplu iş sözleşmesi masasında "Uzasa işi karıştıracağız" diyen ve eleştirilere maruz kalan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Ülkeyi satanlar, işçiyi satanlar, insanlara hakaret edenler, iftira atanlar esas alçak onlardır" dedi.

Gündem Yayın: 15 Ağustos 2019 - Perşembe - Güncelleme: 15.08.2019 16:21:03
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Takip EtGoogle News

Toplu iş sözleşmesi masasında "Uzasa işi karıştıracağız" diyen ve "İşçiyi sattı" eleştirilerine maruz Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kendisini savundu. İstifa çağrılarının ardından açıklama yapan Atalay, "Ülkeyi satanlar, işçiyi satanlar, insanlara hakaret edenler, iftira atanlar esas alçak onlardır. Bugüne kadar ne ülkemi sattım, ne mazlumu sattım, ne işçiyi sattım Allah şahidimdir. Bizim üzerimizden hiç kimse siyaset yapmasın" ifadelerini kullandı.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Demiryol-İş Sendikası Adapazarı Şubesinde Hükümet ve Türk-İş'in, 2019-20 kamu işçisine yapılacak zammı görüşmek için bir araya geldiği görüşmede, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt'e söylediği ve tepkilere neden olan sözlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Sendikaların siyasi partilerin arkalarına sığınmaması konusunda vurgu yapan Atalay, işçinin haklarını bugüne kadar savunduğunu ve bugünden sonrada savunacağını söyledi.

SENDİKALARIN SİYASİ PARTİLERLE İLİŞKİSİ

Sendikaların siyasi partilerin arkalarına sığınmaması gerektiği konusunda vurgu yapan Ergün Atalay, "Özellikle kamuoyunun gündeminde, önünde olursan doğru bildiğinizi söylemeye devam edersen zaman zaman bedeller ödemeye devam ediyorsun. Şimdi biz öyle ülkede yaşıyoruz ki; Siyaset yüzde 50 bölünmüş vaziyette, gazetelerin, televizyonların konumu ortada. Şimdi burada biz hükümetin iyi yaptıklarını söylediğimizde bir kesim rahatsız oluyor, ona rahatsız edecek bir şey söylediğimiz zaman öbür bir kesim rahatsız oluyor. Türkiye'de ki sendikalar 3'e bölünmüş vaziyetteler. Biri ideolojik bakıyor, biri başka bir siyasi partiye diğeri başka bakıyor. Özellikle sendikalar siyasi partilerin arkalarına sığınmamalı, tablo bu. İşçi ilk başta sendikasından yana olmalı sonra gidip bir siyasi partiye bağlı olmalı. Evvela önce siyasi partiye bağlı olursa, sonra sendikacılık yapmaya kalkarsan kalkamazsın. Türkiye'de ki siyasilerin hangisi doğru yapıyorsa doğru söylemek durumundayım ki öyle de yapıyorum. İktidar başta olmak üzere yanlış yapıldığı zaman çıkarak alenen söylüyorum. Söylemeye devam edeceğim" diye konuştu.

ELEŞTİRİLERE YANIT: NE İŞÇİYİ NE DE MAZLUMU SATTIM

Hükümet ve Türk-İş'in, 2019-20 kamu işçisine yapılacak zammı görüşmek için bir araya geldiği görüşmede, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt'e söylediği ve tepkilere neden olan sözlerle ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı:

"Biz o gün masaya oturduk sayın bakan yukarıdan inerken konuştuk, zammı bakanın açıklaması lazım. Bakan çıktı zammı açıkladı oradan zammı açıkladı canlı yayın durdu, bana döndü bir şey söyleyecek misin diye bende söyleyecek bir şeyim yok dedim ne söyleyeyim ki ortalığı karıştırayım, laf şu; ben kadrodan geçen taşeronları buraya yazdıramamışım, benim problemim o, ben oturmuşum oraya imza atacağım zaten 17 adam imza atmış, herkes benim yanımda gizli kapaklı bir iş yapmıyorum. Bunun adı kamu sözleşmesi ama ben onu aldığım zaman gündem değişecek bende gayri ihtiyarı herkesin duyacağı bir şekilde bunu söyledim. Taşeronu halledemediğimi, yazdıramadığımı söyledim. Bir buçuk senedir dilimin döndüğü kadarıyla enflasyonun 15 olduğu yerde kadroya geçen taşeron kardeşlerimiz bu ücret doğru değil, günahtır yazıktır. Öyle bir beklenti oldu sanki bu taşeron sözleşmesi kadroya geçen arkadaşlarımız ile ilgili. Böyle bir beklenti oldu, o gün benim ifadem de bundan ibaret. Başka bir ifadem yok. Ama belli siyasiler twitler atmaya devam ediyorlar; ülkeyi satanlar, işçiyi satanlar, insanlara hakaret edenler, iftira atanlar esas alçak onlardır. Bugüne kadar ne ülkemi sattım, ne mazlumu sattım, ne işçiyi sattım Allah şahidimdir."

"BİZİM ÜZERİMİZDEN HİÇ KİMSE SİYASET YAPMASIN"

Atalay açıklamasının devamında ise şöyle konuştu:

"Bazıları diyor ki; bu ülkeyi bir karıştıralım, bundan birileri nemalansın. Bugüne kadar sözleşmenin s sini konuşmayanlar, işçilerin haklarından bahsetmeyenler, bugün sözleşmeden bahsediyorlar. Bizim üzerimizden hiç kimse siyaset yapmasın. Ben yanlış bir şey dünde, bugün de yapmadım. Eksik veya hatalı söylediğim olur; noksan söylediğim bir işi söyleyeceğim o gün bakan hanıma tarım için bin tane arkadaşın uzatması olmadı sayın bakanım söyle diyorum, o bana sen söyle diyor, ben söylesem yerine gelecek mi? Ben ona söyletmek istiyorum, tabi söylerken de üslubum biraz doğru olmamış bunu da söyleyeyim, ben orada bakanımızın söylemesini konunun yürürlüğe girmesini istedim. Çünkü benim söylediğim zaman bürokrat beni dinlemeyecek ki, bakan hanımın verdiği talimatı dinleyecek. Orada belki daha nazik bir dil olabilirdi ama benim orada öyle bir ortamım yoktu. Onun için durum bu, biz burada işçinin çıkarıyla ilgili hareket ediyoruz. EYT'yi söylemeye devam edeceğim, taşerondan kadroya geçenleri söylemeye devam edeceğim, geçici işçiyi, hayat pahalılığını söylemeye devam edeceğim, Kaz Dağları'nı söylemeye devam edeceğim ama terör örgütünün yaktığı ormanları da söylemeye devam edeceğim"

TÜRK-İŞ YÖNETİMİNDEN AÇIKLAMA: BU TARİHTEN BERİ BÖYLEDİR

Türkiye Kamu İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, "Türk-İş bir defa hiçbir siyasetin, hiçbir partinin arka bahçesi olmamıştır. Bu, tarihinden beri böyledir. Türk-İş'in kuruluşunda da bu vardır." dedi.

Ağar, Adana'daki Türk-İş 4. Bölge Temsilciliğinde düzenlediği basın toplantısında, 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü sağlanan imkanları çaba göstererek ve masa başında müzakere ederek aldıklarının altını çizdi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay hakkında "işçiyi sattı" şeklinde söylemler olduğunu ifade eden Ağar, şunları söyledi:

"Hiçbir sendikacı temsil ettiği üyesini kesinlikle satmadığı gibi hiçbir sendikacı temsil ettiği üyesinin de zora girmesini istemez. Mağdur olmasını istemez. Onun her zaman başının dik olmasını ister. Yani bu hangi sendikacı olursa olsun. Bu sözler hiç hoş bir söz değil. Muhalefet partilerinden daha çok hükümeti eleştiren bir genel başkanımız var. Türk-İş bir defa hiçbir siyasetin, hiçbir partinin arka bahçesi olmamıştır. Bu, tarihinden beri böyledir. Türk-İş'in kuruluşunda da bu vardır. Yani Türk-İş'e, başkanına haksızlık edilmemesi lazım. Sorumlu varsa hepimiz bu işten sorumluyuz. İyiyse de kötüyse de biz sorumluyuz. Dolayısıyla biz bu sorumluğu üstümüze alıyoruz."

Ağar, iş yerlerini gezerek sözleşmenin hangi şartlarda nasıl imzalandığını üyelerine anlatacaklarını söyledi.

NE OLMUŞTU?

Türk-İş ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un 200 bin kamu işçisinin toplu sözleşme görüşmesinden Salı günü anlaşma çıkmıştı.

Bakan Zehra Zümrüt Selçuk ile bir araya gelen Atalay, mikrofonun ucunu eliyle kapatarak "Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle" demişti. Atalay'ın bu sözleri kamuoyunda büyük tepki çekmişti.

TÜRK-İŞ'İN TALEBİ NEYDİ?

Türk-İş, en düşük ücretlerin 3 bin 500 liraya yükseltilmesi, tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam, ilk 6 ay yüzde 15, ikinci, üçüncü ve dördüncü 6 aylarda enflasyon artı 3 puan refah talep etmişti.

HÜKÜMET NE VERDİ?

13 Ağustos'ta hükümet ile Türk-İş, kamu işçisinin 2019-2020 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını belirleyen 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi üzerinde anlaşmıştı. Anlaşmayla ücreti 3 bin 500 liranın altında olan işçiye 150 lira iyileştirme, tüm işçilere ise bu yıl ilk 6 ayı için yüzde 8, ikinci 6 ayı için yüzde 4, 2020'nin ilk ve ikinci 6 ayı için yüzde 3'er ve enflasyon farkı oranında zam yapılacak.

"CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞMESEM BU RAKAMI VERMEZLERDİ"

İmzanın ardından salon çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Atalay, "Bu süreçte Cumhurbaşkanı ile görüştünüz mü?" sorusuna, "Cumhurbaşkanı ile görüşmesem bu rakamı vermezlerdi, yüzde 8 olmazdı yani. 150 lirayı da yüzde 8'i de onunla konuştuk" yanıtını vermişti.

TÜRK-İŞ'E BAĞLI SENDİKADAN İSTİFA ÇAĞRISI

Türk-İş'e bağlı Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, "AKP'ye bağlı bir kurumun şube müdürü gibi davranıyor" diyerek Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'ı istifaya davet etti.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

pub-1785681847249596 2497439732