Cumhurbaşkanı Erdoğan,

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'da Putin ile gerçekleştirdiği görüşme sonrası uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Ateşkes birkaç alanda önemli kazanımlar getiriyor" deyip o kazanımları madde madde sıraladı.

Gündem Yayın: 06 Mart 2020 - Cuma - Güncelleme: 06.03.2020 14:51:57
Editör -
Okuma Süresi: 14 dk.
Takip EtGoogle News

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanRusya Devlet Başkanı ile gerçekleştirdiği görüşme sonrası ülkeye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Putin görüşmesini de ele alan Erdoğan, ateşkesin önemli kazanımlar getirdiğini ifade ederek o kazanımları tek tek sıraladı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"SADECE İDLİB'İ DEĞİL LİBYA'YI DA KONUŞTUK"

"Bugün Moskova ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin'le ikili ilişkilerimizi ele aldık. Özellikle Suriye'de İdlib bölgesindeki gelişmeler gündemimizin öncelikli maddesini teşkil etti. Tabi onunla kalmadık, Libya'yı da görüşme imkânımız oldu. Rusya Federasyonu ile ekonomi, ticaret, sanayi, turizm, enerji alanlarında kapsamlı ve çok boyutlu ilişkilerimiz var. Bugün bu konuları ele alma imkanımızın yanında, bu yıl ülkemizde yapacağımız Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı için Sayın Putin'i ülkemize davet ettik."

"ATEŞKES ÖNEMLİ KAZANIMLAR GETİRİYOR"

Suriye konusunda daha önce de Sayın Putin'e söylediğim bir konuyu bugün de ele alma fırsatı bulduk. Suriye ve İdlib'deki gelişmeler ikili ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilememelidir. Bu anlayışla bugün önemli bir adım attık ve ateşkes anlaşmasını yaptık. Buradaki üç madde önem arz ediyor. 6 Mart 2020 saat 00.01'den itibaren yürürlüğe giren ateşkesle ilgili arkadaşlarımız konunun sahada takibini de yapıyor. Ateşkes birkaç alanda önemli kazanımlar getiriyor.

-Ülkemizin sınırlarını rejim ve terör saldırılarına karşı daha korunaklı hale getiriyor.

-İdlib bölgesinde istikrar ve normalleşmeye zemin hazırlıyor.

-Orada bulunan askerlerimizin güvenliğini teminat altına alıyor.

-Sivillerin korunması için önemli bir adım teşkil ediyor.

"RUSYA İLE ÇOK BOYUTLU İLİŞKİLERİMİZ VAR"

Rusya Federasyonu ile ekonomi, ticaret, sanayi, turizm, enerji alanlarında kapsamlı ve çok boyutlu ilişkilerimiz var.

Bu konuları ele alma imkanımızın yanında, bu yıl ülkemizde yapacağımız Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı için Sayın Putin'i ülkemize davet ettik.

"SINIRLARIMIZI DAHA KORUNAKLI HALE GETİRİYORUZ"

Suriye konusunda daha önce de Sayın Putin'e söylediğim bir konuyu da ele alma fırsatı bulduk. Suriye ve İdlib'deki gelişmeler ikili ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilememelidir. Bu anlayışla önemli bir adım attık ve ateşkes anlaşmasını yaptık. Buradaki üç madde önem arz ediyor. 6 Mart 2020 saat 00.01'den itibaren yürürlüğe giren ateşkesle ilgili arkadaşlarımız konunun sahada takibini de yapıyor. Ateşkes birkaç alanda önemli kazanımlar getiriyor.

1-Ülkemizin sınırlarını rejim ve terör saldırılarına karşı daha korunaklı hale getiriyor.

2-İdlib bölgesinde istikrar ve normalleşmeye zemin hazırlıyor.

3-Orada bulunan askerlerimizin güvenliğini teminat altına alıyor.

4-Sivillerin korunması için önemli bir adım teşkil ediyor.

"SAHADAKİ GELİŞMELERİ TAKİP EDECEĞİZ"

Bu örnekler çerçevesinde sahadaki gelişmeleri anbean takip etmeye devam edeceğiz. Başta şahsım olmak üzere mevkidaşım ile beraber, bunun yanında Dışişleri Bakanım, Milli Savunma Bakanım, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanım ile birlikte bu süreci takip edeceğiz. Ve zaman zaman, belki gün aşırı birbirimizi arayacağız ki bu ateşkes sürecini kontrol altında tutalım, herhangi bir zemin kayması olmasın.

"AMACIMIZ SURİYE SAVAŞINI SONA ERDİRMEK"

Amacımız Suriye'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararındaki siyasi süreci işletmek ve Suriye iç savaşını sona erdirmektir.

"KARARLILIĞIMIZI GÖSTERDİK"

Buraya gelirken amacımız ateşkes sağlamaktı. Hamdolsun bunu temin ettik. Tabi rejimin olası ihlal ve saldırılarına karşı da her an teyakkuz halinde olacağız. Bu konudaki kararlılığımızı son bir haftada rejime verdirdiğimiz zayiatlarda güçlü bir şekilde gösterdik.

"HAFTER'İN TUTUMU LİBYA'DA SAVAŞI KÖRÜKLÜYOR"

Sayın Putin ile İdlib ateşkesinin yanı sıra az önce de ifade ettiğim gibi Libya konusunu da ele aldık. Libya'da Hafter'in uzlaşmaz tutumu ortada. Hiçbir anlaşmaya uymadığı gibi savaşı da körüklüyor.

Bunu Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İtalya gibi devletler de artık açıkça görüyor. Sayın Putin ile bu konuları ele aldık. Özellikle de bu Wagner konusunda Sayın Başkan'ın olumlu bir adım atacağını düşünüyorum. Böylece Libya'daki sürecin de aynen bu akşamki attığımız adıma benzer bir şekilde sonuçlanması ikimizin de önemli bir beklentisidir.

"İLİŞKİLERDE İNİŞ ÇIKIŞLAR OLABİLİYOR"

Aslında çok da bir farklılaşma olmadı. Zaman zaman uluslararası ilişkilerde buna benzer gelişmeler, iniş çıkışlar olabiliyor. Rusya ile olan belki de bizim en son düşünebileceğimiz bir konu olabilir bu. Niye derseniz; bizim şu anda Rusya ile olan ikili ilişkilerimiz hiçbir şeye benzemez. Bir taraftan savunma sanayiinde attığımız adımlar, bir taraftan nükleer enerjide attığımız adımlar, bir taraftan Türk Akımı konusunda attığımız adımlar, bir diğer taraftan turizmde attığımız adımlar… Tabi bunların çok çok büyük önemi haiz. İkili ilişkilerimizin geldiği bu noktalarda bir de üçüncü ülkelerde beraber atabileceğimiz adımların planlamasını yaptığımız dönemi yaşıyoruz. Yani onun için de herhalde bir yerden şöyle kara kediler girmiş olabilir.

(İsrail olabilir mi?) Yok. O kadar zayıf değil.

Malum, toplamda 12 gözlem noktası var. Tabi bu gözlem noktaları bizim için çok çok önemli. 12 gözlem noktasının dışında tabi aşağıda da gözlem önem ifade ediyor. Bu durumların hepsi de aynen şu andaki durum gibi korunacaktır. Şu anda herhangi bir değişiklik söz konusu değil.

"BİR YERDE ÇATLAK OLURSA HEMEN MÜDAHALE EDECEĞİZ"

Az önce bir ifade kullandım. Yani biz şu anda işi o kadar sağlama aldık ki her an Sayın Başkan'la irtibat halinde olacağım. Dışişleri Bakanımız aynı şekilde muhatabıyla, Milli Savunma Bakanımız muhatabıyla, Milli İstihbarat Başkanımız muhatabıyla sık sık görüşmek suretiyle bu ilişkiyi sürekli diri tutacağız. Bir yerde çatlak patlak olduğu anda hemen konuya müdahale edeceğiz. Tabi aramızda her şey yazı ile olmuyor, söz ile olanlar da var. Burada bu kararlılığımızı teyit ettik.

Soru: Sayın Putin ile yaptığınız telefon görüşmesinde "Esed ile aradan çekil, rejim ile bizi baş başa bırak" dediğinizi söylemiştiniz. Görüşmede bu söylem masaya yatırıldı mı, gündeme geldi mi? Geldiyse, tabi bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıktı. Bu tavrınızın bir etkisi oldu mu?

Tabi bu konu tatlıya bağlanınca böyle bir şeyi söylemenin de artık anlamı kalmadı.

S400 şu anda artık bizim malımız. Bir taraftan S400 ile ilgili eğitim çalışmaları vesaire bunlar devam ediyor. S400'ü büyük oranda teslim almış vaziyetteyiz. Tamamı elimizde. Şu anda tamamı geldi. Nisandan itibaren de artık faal hale gelecek.

"ABD PATRIOT VERİRSE ONU DA ALIRIZ"

Ama yine söyleyeyim, önceki gün de söyledim yetkililerine; Amerikalılara "Eğer bize Patriot verirseniz biz sizden de Patriot alırız." dedik.

M4 VE M5 KARA YOLUNDAKİ DURUM

M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğindeki alanda bir güvenli koridor tesis edilecek. Burada aynı zamanda kendileriyle devriye sistemini de çalıştırmaya başlayacağız. Bu zaten aynı zamanda Türkiye ve Rusya olarak bir dayanışmayı ortaya koyuyor. Rejim bu noktalarda zaten Rusya'dan gelecek herhangi bir talimata karşı çok fazla direnmez. Nitekim biz çalışmalarımızı bitirdik. Bir an önce de ateşkesle ilgili adım atılmış oldu ve 6 Mart 2020 saat 00.01 itibarıyla bu yürürlüğe girdi. Her şey oldu ki orada da imzalar atıldı. Savunma Bakanlarımız imzaları attı. Dışişleri Bakanlarımız da açıklamayı yaptı. Bundan sonra da ayrıca işin esas ve usulleri hakkında burada bir hafta kadar bazı çalışmalar yürütecekler.

"BATI, MÜLTECİLER KONUSUNDA ÇOK YÜZLÜ"

Batı maalesef çok yüzlü. Yunanistan'a hemen anında 700 milyon avro söz verdiler; "350'sini hemen gönderelim, 350'sini de sonra gönderelim." dediler. Bırakın 700 milyon avroyu, Şansölye bize 25 milyon avrodan bahsetti ama ondan da maalesef henüz bir ses çıkmadı. Avrupa Birliği'nden gerek Konsey Başkanı Sayın Charles Michel olsun gerek Komisyon Başkanı Sayın Ursula von der Leyen olsun onlar da bazı sözler verdiler. Onlardan da bir netice çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum ama Sayın Bakanımızla da bazı görüşmeleri oldu. Gelse de gelmese de biz bu kadar seviye kaybına uğramış değiliz, Allah'ın izniyle bu işi hallederiz. Mesela basın mensuplarını o briket barakaların yapıldığı yere bir götürmek lazım. Oraları görmek lazım. 25-30 metrekarelik yapılar. İstiyoruz ki oralarda Suriyeli kardeşlerimiz daha iyi koşullarda yaşasın, yani biraz daha konforlu olsun. Duruma göre biz farklı ekip de ayarlar oradaki briket barakaları bir an önce bitirip o insanları oralara yerleştiririz.

"TARTIŞACAK ZAMANIMIZ YOK, MÜLTECİLER GİDECEK"

Her şeyden önce bizim Yunanistan tarafı ile bu süreçte "Açık kapı artık kapalı mı?" bunu tartışacak zamanımız yok, o iş bitti. Biz kapıları açtık şu anda. Mülteciler gidebildiği kadar gidecek biz bunları zorla ülkemizden de çıkartmıyoruz. Kendi arzularıyla kendi istekleriyle bu insanlar çıkıyorlar.

"YUNANİSTAN'IN YAKLAŞIMI ÇOK GADDAR"

Ama tabi Yunanistan bunlara zulmediyor. Takip ettiğim kadarıyla, en son 5 tane vaka vardı öldürdükleri. Tüm bunların yanında tabi şişleyerek batırdıkları botlar da bunların yine çok gaddar yaklaşımlarıdır. Tabi bakıyorsunuz bunlar Avrupa Birliği'nden gelenleri böyle farklı yerlerde gezdirip öbür taraftan da maalesef bu uygulamaları sürdürüyorlar.

"MİÇOTAKİS'İN OLDUĞU YERE GELMEM"

Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov bize "Sofya'da bir toplantı yapalım" dedi. Buna Yunanistan Başbakanı Miçotakis'i de davet etmek istedi. O gün iki tane ölüm vakası vardı. Bu olaydan sonra ben de kendisine dedim ki "Miçotakis'in olduğu yere gelmem ve onunla aynı fotoğraf karesinin içerisine de girmem." O gece çok konuştuk, çok ikna etmeye çalıştılar ve sonra iptal edildi. Zira bu işler bu kadar ucuz değil. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmadığını bu siyasetçilerin bilmesi lazım. Dolayısıyla bunlar olmamış olsa belki bu süreç çok daha farklı akacaktı.

Aslında İdlib olayı ile Avrupa Birliği'nin ilgisi yok ama onlar tabi bundan vazife çıkarma noktasında. Nasıl ki Libya ile ilgili Merkel Berlin zirvesi olayını gündeme getirdi aynı şekilde Macron buralardan bir şeyler çıkarmaya gayret ediyor. Buna benzer şekilde Avrupa ülkelerinin çoğu durumdan vazifeyi çıkarmakta mahirler. Ama yük paylaşımına gelince yük paylaşımında yoklar. Dolayısıyla da bu süreç içerisinde temenni ederiz ki hele hele aldığımız karardan sonra onlarda çok daha farklı bir süreç başlar ve ona göre yeni adımlar atarız.

CHP'Lİ ENGİN ÖZKOÇ'A CEVAP

CHP'deki ruh halini benim anlatmam doğru olur mu? Bunlar adeta deli dumrul misali felaket yaşıyorlar. Ve şu an itibarıyla, bu sabah gerek avukatım olsun gerek yargı olsun bu şahıs ile ilgili bu davaları açtılar. Yani dokunulmazlığının kaldırılmasına varıncaya kadar bu süreci takip edecekler. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyım. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına kalkıp da bu tür edepten, ahlaktan yoksun, böyle akla hayale gelmeyecek hakaretleri yapmaya ne yasalarımız ne örfümüz ne adetimiz müsaade eder.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ateşkesin önemli kazanımları var deyip madde madde sıraladı

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

pub-1785681847249596 2497439732